Hassas Bağırsak Sendromu (IBS) Hastası mısınız? Kronik Hastalık Tedavisi

Bilimde, bağırsaklara “ikinci beyin” dendiğini duymuş muydunuz? Hassas Bağırsak Sendromu, kalın bağırsağı, yani ikinci beyninizin bir bölümün etkileyen kronik bir hastalıktır. Hastaların birçoğu, semptomların kısıtlayıcı etkileri ve yarattığı mahcubiyet nedeniyle yıllar boyunca hiçbir tedavi umudu olmadan hayatlarını sıkıntı içinde sürdürürler. Bana da bir başka kronik rahatsızlık olan Hashimoto Hastalığı teşhisi konmuştu. Semptomlarımı tedavi etme şeklim sayesinde ilaçsız bir hayat sürdürmeyi başarabildim. Hastalığı tanıdığınız ve öz benliğinize doğru bir yolculuk olarak gördüğünüz zaman, tedavi sandığınızdan çok daha kolay olabilir.

Hassas Bağırsak Sendromu Kaderiniz Değil

Bir hastalığı iyileştirmek her zaman bir süreç meselesidir. Hastalığımıza, bedenimizdeki yansımalarına merak ve ilgiyle, vermek istedikleri mesajı anlamaya çalışarak yaklaşmak bizi daha kaliteli ve sağlıklı bir varoluşa götürür.

Hassas Bağırsak Sendromu Semptomları ve Görülme Sıklığı

Hassas Bağırsak Sendromu 10 kişiden birini etkilediği halde ağır belirti ve semptomlar az görülür. Bu belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve çoğu kez başka hastalıkların semptomlarına benzediği için teşhis konulmasını zorlaştırır.

En sık görülen belirtiler arasında nedeni belli olmayan karın ağrısı, kramp, rahatsızlık, şişkinlikle birlikte görülen gaz, ishal ve kabızlık yer alır. Bu semptomların kişi üzerinde ciddi sosyal ve ruhsal etkileri olabilir. Ünlü bir televizyon yıldızı olan Camille Grammer kendi deneyimini şöyle anlatıyor:

“Sürekli olarak IBS semptomlarımın her an tekrar başlayabileceğinden korkuyorum, onun için en yakın tuvaletin nerede olduğunu bilmem gerekiyor. Yemek yersem karnımın ağrıyacağından korkuyorum. Yolculuk etmek zor oluyor. Ve IBS yüzünden bir akşam dışarı çıkmam… bir konsere ya da sinemaya gitmem mümkün olmuyor.”

Rock yıldızı Kurt Cobain de altı yıl boyunca “aralıksız” ve dayanılmaz bir karın ağrısıyla yaşadığını söylemişti. IBS semptomlarını hafifletmek için kendi kendine yasa dışı ilaçlara başvurduğunu açıklamıştı.

IBS çoğunlukla 45 yaş altındaki kişilerde görülüyor. Ailede başka bir IBS hastası olması, riski artırıyor. Kaygı, depresyon, kişilik bozukluğu olan ve çocuklukta cinsel istismar yaşayan kişiler daha fazla risk altında. Kadınlarda, özellikle aile içi istismara uğrayanlarda, erkeklerin iki katı sıklıkta görülüyor.

IBS çoğu kişi için kronik bir rahatsızlık. Belirti ve semptomlar bazen daha yoğun, bazen daha hafif olabilir, tamamen düzeldikleri dönemler de olabilir.

Hassas Bağırsak Sendromu Hastalığını Kontrol Altında Tutmak mı İyileştirmek mi?

Bazı hastalar beslenmelerini, hayat tarzlarını ve stres düzeylerini doğru yöneterek semptomlarını kontrol altına alabilirler. Bazıları ise ilaca ve terapiye ihtiyaç duyar.

Çikolata, baharatlar, yağlar, meyveler, bakliyat, lahana, karnabahar, brokoli, süt, gazlı içecekler ve alkol bazı kişilerde semptomları tetikleyebilir. Stresin de belirtileri artırdığı bilinmektedir. Kadınların birçoğu adet dönemleri civarında veya sırasında daha yoğun belirtiler yaşayabiliyor.

Bağırsak ve Psikoloji (GAP) Sendromu

Bağırsak ve Psikoloji Sendromu (GAP Sendromu ya da GAPS) terimi hem nöroloji hem de beslenme konularında uzman olan Dr. Natasha Campbell-McBride tarafından 2004’te ortaya konmuştur. Bu sendrom, sindirim sisteminin işlevleri ile beyin arasında bir bağlantı kuruyor. Dr. Campbell-McBride tedavinin amacını şöyle ifade ediyor: “… kişiyi toksinlerinden arındırmak, beyindeki toksik sisi dağıtarak düzgün gelişmesini ve çalışmasını sağlamak. Bunu yapabilmek için sindirim kanalını temizleyip iyileştirmemiz gerekir ki vücutta önemli bir toksisite kaynağı olmayı kessin ve olması gerektiği gibi beslenme kaynağı olabilsin.”

Kanımızda dolaşan (ve beynimize giden) toksik maddelerin %90’dan fazlası bağırsaklardan geldiği için, bağırsakları iyileştirmek vücuttaki toksik madde seviyesini önemli ölçüde azaltır. Bu hedefe ulaşmanın yolu da Beslenme Programı’dır.

Hassas Bağırsak Sendromunu Yolculuğunuzda Bir Yol İşareti Olarak Görmek

Hassas Bağırsak Sendromu’nun en önemli etkisi hayat kalitenizi düşürmesidir. Tabii ki bu hastalıkla yaşayabilirsiniz ama zaman içinde umutsuzluk ve depresyon neredeyse kaçınılmazdır.  Depresyon ise sebep olduğu zarar açısından bakılırsa IBS’ten daha ciddi bir sorundur. Dolayısıyla IBS hastalığınıza hayat yolculuğunuzdaki bir yol işareti olarak bakmanızı içtenlikle tavsiye ederim.

Hastalıklarınızı, sesini duyurmak isteyen bedeninizin birer çığlığı diye düşünün. Bedeninizin ihtiyaçlarını ve hafızasını çok uzun zamandır ihmal etmiş olabilirsiniz. Şu ana kadar size söylemeye çalıştığı şeyi dinlemek yerine kaçmayı tercih etmiş olabilirsiniz. Semptomları geçici olarak ortadan kaldıran ilaçlar kendinizi anlamanıza engel olmuş olabilir.

Dünyaca ünlü cinsiyet, cinsellik ve sağlık sorunları uzmanı Alice Miller, duygulanımlarınızın, çoğu kez bilinçsiz yollarla ve çoğu kez bedeninizin mesajlarıyla, size kendi hikayenizi nasıl anlattığını şöyle ifade ediyor: “Zihniniz bu mesajları anlamayı ve böylece duygulanımları bilinçli duygulara dönüştürmeyi öğrenebilir. Eğer duygularınızı bilirseniz hayatta sahip olabileceğiniz en iyi korumaya sahip olursunuz, duygularınızla savaştığınız zamansa kendinizi sürekli tehlikede hisseder, uzun yıllar önce zaten olup bitmiş ve artık gerçek birer tehlike oluşturmayan şeylerden korkarsınız.”

Kısa bir süre önce öz güveni artırmanın bir yolu olarak asıl amacınızı belirleme ve öz benliğinizle bağlantı kurma üzerine bir yazı yazmıştım. Aynı yöntemi duygularınızla bağlantı kurmak ve kronik hastalığınız üzerinde çalışmak amacıyla da kullanabilirsiniz!

Doktorunuzun tavsiyelerine uymanın yanı sıra kendinize şu soruları da sorup cevaplarını aramanızı tavsiye ederim:

  • Hastalığım bana ne anlatmaya çalışıyor da ben duymak istemiyorum?
  • Duymakta / kabullenmekte güçlük çektiğim gerçek ne?
  • Değişmek isteyen ne?
  • Neden korkuyorum? Değişimle ilgili en büyük korkularım neler?
  • Semptomlarım kötüleşmeden önce ne oldu?

İyileşme her zaman bir süreç meselesidir. Hastalığımıza, bedenimizdeki yansımalarına merak ve ilgiyle, vermek istedikleri mesajı anlamaya çalışarak yaklaşmak sizi daha kaliteli ve sağlıklı bir varoluşa götürür. Bilinçdışımızın karanlık yönleriyle barışık yaşamayı öğrenmekle ilgili yazım da size yardımcı olabilir.

Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0)image:Thomas Galvez

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir