Adım Adım Mutluluk, Sağlık ve Başarının Sırları

Kaygı, korku, panik, takıntı, öfke gibi hayatınızı ve ilişkilerinizi olumsuz yönde etkileyen duygu sorunları ile zorlanıyor olabilirsiniz.  Belki kumar alkol, sigara gibi size zarar veren kötü alışkanlıklarınızdan kurtulamıyorsunuzdur. Ya da ortalama bir hayatınız vardır, ne mutlu ne de mutsuz hissediyorsunuzdur.  Hani tadı tuzu yoktur yaşamın! Şu anda hangi durumda olursanız olun sizlerle yaşam ve ilişki kalitenizi kökten iyileştirecek bilgi ve  beceriler paylaşacağım. Psikologlar bu bilgilere sağlıklı başarılı ve mutlu insanları inceleyerek ulaştılar.

Zihninizi tanıyarak ve kullanarak nasıl hızla hayatınızı daha sağlıklı, mutlu ve başarılı bir şekilde yaşayabileceğinizi göstereceğim.

Bunları mümkün olduğunca kişisel deneyimlerimden örnekler vererek, bilimsel dayanakları ile size aktaracağım ki uygulamaya karar verin. Bu yazıdan en çok yararı elde etmek için not almak ve alıştırmaları yapmak için bir çalışma defteri ve kaleminiz masanızda hazır olsun.

Araştırmalar zihnimizi kullanma biçimimizle hayatımızı ne kadar sağlıklı, mutlu, huzurlu ve başarılı yaşadığımız arasında birebir bir ilişki olduğunu gösteriyorlar.

Atletlerle yapılan bir araştırmada, yapmaları gereken hareketleri zihinlerinde en ince ayrıntısına kadar hayali resimler halinde yaratmaları isteniyor. Bu çalışmayı yapan atletler bu süreyi fiziksel olarak çalışarak geçiren atletlere göre daha başarılı oluyorlar.

1950’de yeni bir kanser ilacı deneniyor, denemeye gönüllü olarak katılan hasta tüm doktorları şaşırtacak bir şekilde iyileşiyor.  Hasta 2 ay sonra medyada bu ilacın etkinliğinin sorgulandığı bir yazı okuyor. Kanseri tekrar ediyor.  Bu kez hastanın doktoru ilk şişelerin hatalı olduğunu, asıl etkili olan güçlü ilacın şimdi elinde olduğunu söylüyor.  Gerçekte ise hastaya sadece su enjekte ediyor.  Hasta ilk seferde olduğu gibi hızla iyileşiyor.

Zihnimizin hayatımızı şekillendirdiğine  dair  fikirler artık birçok kişi tarafından biliniyor. Ancak bu şekillendirmeyi nasıl olumlu olarak yapacağımızın bilgisi çok dağınık ve belirsiz.  Hatta diyelim çocuğunuz düşüp bir yerini kıracak diye korkuyorsunuz, sürekli zihninizde bu oluyor; ardından böyle düşündüğünüz için suçluluk duyuyorsunuz, çünkü biliyorsunuz ki bir şeyin gerçek olması için önce zihinde var olması gerek. Ve siz bu olumsuz durumu zihninizde tutarak bunu yapıyorsunuz.  Tam anlamıyla kendinize küçük kişisel bir cehennem yaratmış oluyorsunuz.

Biraz sonra sizlerle paylaşacağım teknikleri adım adım izlediğinizde küçük kişisel cehenneminizin küçük kişisel bir cennete dönüştüğünü göreceksiniz.

2394843377_d6b9c78a2f_z

Zihninizi tanıyarak ve kullanarak hayatınızı daha sağlıklı, mutlu ve başarılı bir şekilde yaşayabilirsiniz.

Nasıl Yapacaksınız?

Araştırmalar tatmin edici yakın ilişkileri en önemli mutluluk kaynağımız olarak gördüğümüzü işaret ediyor. En önemli yakın ilişkimiz ise kendimizle kurduğumuz ilişki. Kendimizle olan ilişkimizi yoluna koyduğumuzda diğerleri ile olan ilişkilerimizde de netlik ve dinginlik sağlıyoruz.

Mutluluk ile ilgili yapılan tüm araştırmalar aynı zamanda fiziksel ve zihinsel iyiliğimizin bilinç durumumuzu dış koşullardan bağımsız olarak etkileyebilme becerimizle ilgili olduğunu gösteriyor.  Yani etrafımızda ki insanlar sorunlu olabilir, toplumsal olarak sosyal veya ekonomik krizler yaşanıyor olabilir,  tüm bu olumsuz durumlara rağmen biz kendimizi iyi hissedebiliriz. Aslında özellikle bu tür durumlarda iyi olmaya ihtiyacımız var. Ancak biz iyi olursak etrafımızdaki kişileri olumlu yönde etkileyebiliriz.

Bu bölümde sizlerle kendi uygulamalarımı paylaşacağım.  Daha sonra kendiniz için bu teknikleri nasıl uygulayacağınızı çalışma defterinize yazmanızı isteyeceğim.

Otomatik Düşüncelerimizin ve Değişebilirliğinin Farkına Varmak

Teknik 1 – Kendimizle olan ilişkimizi anlamak için düşüncelerimizi izlemeliyiz.  Çoğumuz tekrar eden cümlelerle düşünüyoruz ve her cümleyi besleyen temel sorularımız oluyor: ‘bu durum beni çıldırtıyor’, ‘bana böyle davranmaya hakkı yok, ona ihtiyacım olduğu için idare ediyorum ama aslında çok kızgınım’, ‘her yaptığım sanki eşime batıyor, bu ilişkide kendimi çok değersiz hissediyorum’. Bu düşünceler otomatik olarak aklımıza gelirler.  Bu kavramlarla düşünmeye alışmışızdır.

Birkaç örnek daha vereyim; Çocuğum derslerine yeterince eğilmiyor, eşim beni sevdiğini göstermiyor, kardeşimin hastalığına çok üzülüyorum, ailemin ihtiyaçları benim isteklerimden daha önemli, isteklerimi yapamıyorum, baskı altında hissediyorum. Eşimin dırdırına dayanamıyorum.  Mutlu bir cinsel yaşamımız hiçbir zaman olmayacak gibi görünüyor.  Karakterim bu değiştiremiyorum.  Bana değer verse böyle yapmaz.

Şimdi durup kendi tekrar eden cümlelerinizi düşünün ve yazın.

Kendimizi Kabul Etmek ve Sevmek

Teknik 2 – Düşünceleri zihnimize kabul etmeden önce araya bir adım koyalım ve zihnimizde neyi nasıl düşündüğümüzü belirleyebileceğimiz fikrini kabul edelim.

İç dünyamız dış dünyamızı, dış dünyamızda iç dünyamızı yansıtır. Her olumsuz durum bize kendimizle ilgili bir bilgi verir ve içinde olumlu bir taraf mutlaka vardır. Bu olumlu tarafı görebildiğinizde ve buna uygun bir duruşta olduğunuzda zorlanmalarınız ortadan kalkarlar.

Şimdi çalışma defterinize şu cümleyi yazın:  Zihnimde neyi nasıl düşündüğümü belirleyebilirim.

Teknik 3 – Çözümsüz olarak gördüğümüz bir durumu, sorun olarak gördüğümüz bir kişiyi düşünürken bu durumun içindeki olumluyu keşfetmek için zaman ayıralım.

  • ‘Bu durum beni çıldırtıyor’ cümlesine bakalım.

Diyelim ki hiç sevmediğimiz bir işte çalışıyorsunuz; bu durumun sizi özünüzle uyumlu bir şekilde ifade edebileceğiniz bir üretkenlik alanına yönelttiğini düşünebilirsiniz.

Alternatif düşünce ve soru şöyle olabilir:

‘bu durum kendimi gerçekleştirmem için farklı bir yol izlemem gerektiğini gösteriyor, acaba bu ne olabilir?

  • ‘bana böyle davranmaya hakkı yok, ona ihtiyacım olduğu için idare ediyorum ama aslında çok kızgınım’.

Herkes kendi bilinç düzeyine uygun olarak her şekilde davranabilir ve davranıyor da. Önemli olan sizin bu davranışlar karşısında mağdur ve çaresiz rolüne girmemeniz. Hiç kimseye ve hiçbir şeye mecbur değilsiniz. Akışta ve kendinize dürüst olduğunuzda ihtiyacınız olan kişiler ve olaylar zaten kendiliğinden hayatınızda var olacaklardır.

Alternatif düşünce ve soru şöyle olabilir:

Benim kendimde beğenmediklerimi, kendimle ilgili bastırdığım olumsuz inançlarımı eşim dile getiriyor. Gerçek duygu ve düşüncelerimi yapıcı bir şekilde nasıl ortaya koyabilirim, beğenmediğim yönlerimin farkına varıp nasıl kendimi geliştirebilirim?

  • ‘her yaptığım sanki eşime batıyor, bu ilişkide kendimi çok değersiz hissediyorum’ Eşim kendisiyle ilgili bir zorlanmayı aşamadığı için acı çekiyor; bu sırada gösterdiği tepkilerle benim kendi değersizlik duygularımı bana gösteriyor. 

Alternatif düşünce ve sorular şöyle olabilir:

Bu zorlanma bana kendimle ilgili neyi değiştirmem için yol gösteriyor? Sevdiklerim acı çektikleri için beni acıtabilecek şekilde konuştuklarında bundan nasıl etkilenmeden merkezimde kalabilir; onlara nasıl şefkat ve sevgiyle yaklaşmaya devam edebilirim?

Şimdi durup olumsuz olarak gördüğünüz durumların içindeki olumlu özellikleri düşünün ve yazın.

Teknik 4 – Sorularımızı keşfederek kendimizi tanımak, düşüncelerimizi belirleyen çerçeveyi keşfedip yerine yeni bir soru ile daha yararlı bir çerçeve koymak.

Önce kendi ailemde keşfettiğimiz soruları ve yaptığımız değişiklikleri sizlerle paylaşacağım. Kızım ‘Başımın derde girmemesini nasıl sağlayabilirim?’ diye soruyor. Bu soru ile olumsuzdan kaçınmaya çalıştığı için hayatını oldukça sınırlıyor. Örneğin evde şen şakrak olsa da öğretmeni okulda daha güler yüzlü olmasını istemiş; yani kurallara uyma konusunda aşırı bir çabası var. Kızıma önerim özümden gelen duygu ve düşüncelerimi yapıcı bir şekilde  nasıl ortaya koyabilirim? Eşim sürekli ‘Bu durumdan nasıl kurtulabilirim?’ diye kendine sorduğunu fark etti, bu soru hayatını yaşarken sürekli bir mağdur olma ve bu durumdan uzaklaşma çabası içinde olduğunu gösteriyor ki, yaşam deneyimleri ile örtüşüyor. Eşim için önerim; ‘Kendime Nasıl anlamlı hedefler belirleyip her koşulda  adım adım yol alırım?‘ Benim sorum da şöyle sürekli kendime ‘Nasıl farklı olursam ailece daha mutlu ve başarılı oluruz?’ diye soruyorum.  Benim sorumda kendimi kabul etmemeye bir eğilim var ve sürekli bir çabaya davet var.

Kendim için şöyle bir soru belirledim;‘ Çabasız bir şekilde nasıl akışta olabilirim?’

Bazı tanıdıklarımın ‘Kontrolü nasıl elimde tutarım ki güvende olmaya devam edebileyim?’ Sorusu ile yaşadıklarını biliyorum.  Onlar için soru önerim;  Kendimi nasıl akışa bırakıp benim için en iyi olanın ortaya çıkmasına izin verebilirim?

Şimdi siz de durup kendi sorunuzu düşünün ve cevabınızı çalışma defterinize yazın. Daha sonra da alternatif sorunuzu düşünün ve yazın. Yarından itibaren olaylar karşısında veya hayatla ilgili düşünce ve davranışlarınızı belirlerken otomatik kalıpları kullanmak yerine durumları bu soruyu sorarak değerlendirin.

Bize Hizmet Eden Yeni Alışkanlıklar Geliştirmek

Davranışlarımızı düşünce ve duygularımıza göre daha kolay etkileyebiliyoruz.  Doğru davranış alışkanlıkları geliştirdiğimizde bize iyi gelen düşünceler ve duygular çok daha kolay gelişiyor. Örneğin günlük ritüeller oluşturabiliriz, nasıl her gece diş fırçalama alışkanlığımız var ise, yeterince uykumuzu almak için belli saatte yatıp kalkabilir, her sabah güne fiziksel bir egzersiz yaparak başlayabiliriz.  Her gün kendimizle, hayatımızla, ailemizle, işimizle ilgili memnun olduğumuz şeyleri yazdığımız bir Şükran Günlüğü tutabiliriz.

Teknik 5 – Günlük yaşantımıza bize hizmet eden alışkanlıklar kazandırmak için ritüeller koyuyoruz. Eşimle birlikte 8 aydır her günümüze 1-1.5 saat süren bir yürüyüş ve sohbetle başlıyoruz. Her sabah kahvaltımızı birlikte hazırlıyoruz.  Keten tohumu, kakao, çörek otu ve cevizle süslenmiş meyve ve sebze suyumuzu sıkıp ailece içiyoruz. Gün içinde kızımızı okuldan alırken ve son olarak köpeğimizi gezdirmek için 2 kez daha yürüyüşe çıkıyoruz.  Gün boyu çeşitli aktiviteler yaparken yorulmayı beklemeden ara alıyoruz.  Gece 12 civarı uyuyor, sabah 7 gibi uyanıyoruz.  Gün içinde yeterince su içmek için masamda bir sürahi bulunduruyorum.

Şimdi hangi günlük ritüelleri hayatınıza katacağınıza karar verin ve bunları yazın.  Şükür Günlüğü tutmak bunlardan biri olsun.  Yarın sabahtan itibaren bu ritüelleri uygulamaya başlayın.  Aşağı yukarı 1 ay içinde zorlanmadan yapacağınız hayatınızın kalitesini arttırmış alışkanlıklar olduklarını göreceksiniz.

Pratik

Bir şeyi, özellikle de nasıl mutlu olacağımızı bilmek yetmez. Asıl önemli olan bildiklerimizi hayata geçirme kararlılığı ve çabasıdır.  Bu bilgileri alıp bir kenara koyduğunuzda bir süre sonra hayatınızda her şey eskisi gibi devam eder, ruhsal bir hazımsızlık yaşarsınız.  Sonra başka bir kitap ilginizi çeker, sizi heyecanlandıran başka bir video izlersiniz. Herhangi bir konuda iyi olmak için pratik yapmamız gerekir. Nasıl vücudumuzu şekle sokmak, bir meslek dalında uzmanlaşmak, bisiklete binmeyi öğrenmek bir veya iki günde gerçekleşmezse alışkanlıklarımızı değiştirmek, hedeflerimize ulaşmak için de emek vermeliyiz. Hedefimizin çok uzağında olabiliriz. Önemli değil.  Everest’e tırmanmak isterken merdivenden çıkmak bile nefes nefese kalmamıza neden oluyor olabilir, ekipmanlarımız hazır olmayabilir.  Yola çıkmadan önce kamp kurup ihtiyaçlarımızı giderip, vücudumuzu tırmanışa hazırlamalıyız.  Başkaları daha hızlı gidebilirler, onlara takılmayın siz kendi hızınızda, emin adımlarla yolunuza odaklanın.

Teknik 6 – Zihnimizi doğru kullanmak dahil her türlü amacımıza ulaşmak için ihtiyacımız olan 4 tutum var; ben bunlara pusula diyorum. Bu yolculukta her gün her an kararlarımızda, davranışlarımızda ve düşüncelerimizde ne kadar ÖZENli, SABIRlı, SEBATkar ve ne kadar EĞLENCEli olduğumuzu düşünelim.

Şimdi bu 4 pusula tutumu çalışma kağıdınıza büyük harflerle yazın.

Kendimizi Kabul Etmek ve Sevmek

Hayatımız boyunca hakkımızda birçok eleştiri duyarız. Bunları olumlu özelliklerimizle dengelemeyi öğrenmemişsek kendimizle ilgili; ‘ben yetersizim, sevgiye layık değilim, beceriksizim, kontrolsüzüm, kötü bir anneyim, nankör bir çocuğum’ gibi olumsuz yargılar geliştirmeye başlarız. Bu da sistemimizde stres yaratır.  Stresse herhangi bir konuda öğrenmemizi, değişmemizi ve gelişmemizi zorlaştırır, geciktirir.

Teknik 7 –  Kendimizi sevmeyi ve kabul etmeyi doğamız haline getirmek için bilincimizle birlikte bilinçdışımızı da ikna etmeliyiz.  Kendimi tümüyle ve derinden kabul ediyor ve seviyorum.’ Cümlesini sık sık tekrar ettiğimizde bilinçdışımız bunu doğrulayan şekillerde davranmamızı ve hissetmemizi kolaylaştıracaktır.

Şimdi çalışma defterinize  ‘Kendimi tümüyle ve derinden kabul ediyor ve seviyorum.’ cümlesini büyük harflerle yazın.  Yarından itibaren bu cümleyi her yemek öncesi ve sonrası, uyandığınızda ve uyumadan önce ve aklınıza gelen her fırsatta defalarca tekrar edin.

Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0) image:Pedro Ribeiro Simões

 

 

 

 

 

 

 

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir