Aile Sırları Çocukları Nasıl Çıldırtır

Yalan söylemek ve gerçeği gizlemek büyük acılara yol açabilir. Aile sırları çocukları gerçekten çıldırtır. Örneğin bazı sırları eşlerinden saklamaları istenen yeni evli çiftleri düşünelim.

Hepimiz bazı şeyleri arzu ederiz. Daha iyi bir eş olmak, daha uzun, daha zengin olmak isteriz, liste böylece uzayıp gider. Yalanlarla; olmayı hayal ettiğiniz kişiyle olduğunuz kişi arasında bir bağlantı yaratır, aradaki ayrımın üzerine bir köprü kurmaya çalışırsınız.

Aile Sırları Çocukları Nasıl Çıldırtır

Eşinizden sır saklamanız istendiğinde, kimseyle çatışmanıza gerek olmadan şöyle cevap verebilirsiniz: “Kocamla/karımla paylaşamayacağım şeyleri bana söylememenizi rica ediyorum.”

Çok söylenen ve inanılan bir yalan bizlerin mantıklı seçimler yapan duygulu varlıklar olduğumuzdur. Oysa seçimlerimizi büyük çoğunlukla mantık yoluyla yapmayız. Beyin tarama cihazları ve başka teknolojiler kullanılarak yapılan araştırmalar çoğu seçimlerimizin bilinçli olarak farkında olmaksızın yapıldığını gösteriyor.

Modaya meraklı birine ünlü bir tasarımcı elinden çıkma bir çanta gösterirseniz testlerde beyninin hayallerini süsleyen erkekle sevişmek üzereymiş gibi uyarıldığı görülüyor.

Bu şekilde tepki vermeye programlı olan yalnızca kadınlar değil. Erkeklerin düğmelerine basmak daha da kolay.

Bazı kaynaklara göre her gün bize on ila yüz kere yalan söyleniyor. Bunların çoğu beyaz yalan. İki yabancı düşünün. Tanışalı on dakika olmuş olsun. Bu süre içinde bile birbirlerine üç kez yalan söylemiş olurlar. Yabancılara yalan söyleme olasılığınız daha yüksektir. Dışa dönük insanlar içe dönük olanlardan daha çok yalan söylerler.

Ortalama bir evli çift on etkileşimden birinde birbirlerine yalan söyler. Evli olmayan bir çift her üç etkileşimden birinde yalan söyler.

Terapistler bu istatistikleri bilirler. Olduğundan farklı biri gibi görünmeye çalışmanın öz saygı, sağlık ve mutluluk üzerindeki etkisini de bilirler.

Ailenin güçlü üyeleri kötü şeyler yaptıklarının duyulmasını istemezler.

Savaş alanında hemen herkes barış zamanında asla düşünemeyecekleri şeyler yapar.

Sıradan, sakin insanlar bazı durumlarda kalabalık bir grup arasında taşkınlık yapıp etrafı yağmalayabilir. İnsanların, hatalı olsa bile çoğunluğa uyma eğilimi vardır.

Filmlerde yanlış nedenlerle yapılmış birçok evlilik örneği görürüz. Eskiden birbirine aşık olmuş insanlar arasındaki ilişkiler devam ettiği için trajediler yaşanır. Gerçek hayatsa daha bile karmaşıktır…

Böyle çözümlenmemiş işlerin ve yarattıkları sonuçların aile üyelerinden saklanmasının, yani aile sırlarının bir bedeli vardır.

Siz ne kadar saklasanız da akrabalar bunları hisseder.

Basit bir örnek olarak, diyelim ki evlilik dışı doğmuş bir çocuk var, örneğin bir kız. Bu kız evli ablalardan biri tarafından yetiştiriliyor ve kendini öz evlat sanıyor.

“Babasının” kendisine neden diğer kardeşlerinden farklı davrandığını bir türlü anlayamıyor.

Sonunda bir gün, çocuk ergenlikte isyankar davranmaya başlayınca bir kavga sırasında sır ortaya dökülüyor ve korkunç sonuçları oluyor.

Çözümlenmemiş travmalar kuşaktan kuşağa aktarıldığında, ailenin hayat döngüsündeki geçiş dönemlerinde sorunlar yaşanır.

Birçok kez yeni evlenen çiftlerin aile büyükleri, ailedeki gayrimeşru çocuklar, evlilik dışı ilişkiler, kronik hastalıklar, intihar, hapis cezaları ve bunun gibi başka üzücü hikâyeleri saklı tutmak ister.

Aldatma döngüsü böylece devam edip gider.

Yeni Evlilere Aile Sırları Üzerinden Sadakat Sınavı

Geçmiş kuşaklarda çatışmalı boşanma, mültecilik, göç, dışlanma, hor görülme ve aşağılanma, ihmal ve istismar gibi deneyimler yaşamış aileler aile sırları geliştirebilir; yeni kuşağa karşı aşırı korumacı olabilir, gelin, damat ve dünürleri kabullenme konusunda da aşırı sakıngan davranabilirler.

Danışanlarımın birçoğu gibi eşim ve ben de ailelerimizin eşimizi kabul etmesiyle ilgili sorunlar yaşadık.

Başta, görünürde her şey iyi gibiydi; herkes birbirine nazik ve kibar davranıyor, birbirini kabul etmiş gibi görünüyordu.

Ancak hassas bir konu geldiği anda, örneğin mal mülk konusunda bir karar almak gerektiğinde, büyüklerden birinin ölümü üzerine ailede bir düzen değişikliği yaşandığında ya da bir parasal sorun çıktığında kuşaklar ötesinden taşınıp gelen tüm korkular ve olumsuz yansıtmalar canlanıp su yüzüne çıkıyordu.

Ailem çoğu kez bir tarafı suçlamaya yönelik dedikodularına karışmadığım için beni eleştirirdi.

Bana, “Sorunu sen çıkarıyorsun, her şeyi kocana söyleme,” derlerdi.

Bu tür  eşlerin birbirinden sır saklamasını gerektiren beklentiler, aile üyeleri bunun farkında olmasalar da çiftin birbirinden uzaklaşmasına, aralarında gerilim yaşanmasına neden olur.

Bu talepler, gelin ve damadın kendi ailelerine olan bağlılığını sınamanın bir yoludur.

Açıkça dile getirilmese de bunların altında yatan soru şudur:  “Sen hala ne kadar bu ailenin üyesisin, yoksa yeni ailene katılmak seni bizden çok mu uzaklaştırdı?”

Bu karanlık ikilem karşısında kalan eşler çoğu kez neler olduğunu anlayamaz. Bu durumla başa çıkmaya çalışırken çift büyük sıkıntılarla karşılaşabilir.

Aile Sırları Saklamanız İstendiğinde Ne Yapabilirsiniz

Konu aile sırları olduğunda amacımız, bir yandan hem eşimizle hem de ailemizle olan bağlarımızı güçlü tutarken bir yandan da kuşku ve dışlanmaya neden olan geçmiş travmaların bıraktığı izleri iyileştirmek.

Bu iş kolay değil ama yapılması mümkün!

İbn’i Arabi şöyle diyor: “Nerede bir sorun varsa orada ayrılık fikri vardır.”

Eşinizden sır saklamanız istendiğinde, kimseyle çatışmanıza gerek olmadan şöyle cevap verebilirsiniz: “Kocamla/karımla paylaşamayacağım şeyleri bana söylememenizi rica ediyorum.”

Geçmiş kuşaklardan gelen sırların çözülmesi daha zordur.

Kendi davranışlarınızın ya da yakın akrabalarınızın davranışlarının kökenindeki nedenini bilemeyebilirsiniz ama söylenmeyen bir şeyler olduğunun farkındasınızdır.

İşlerinin ehli aile terapistleri, özenle aile tarihçesi çıkararak, aile ağaçları çizerek ailelerin üzerinde pek bir şey bilinmeyen ya da konuşulmayan alanlarını aydınlatmaya çalışırlar.

Hem eşinize hem de ailenize bağlı kalarak geçmişin yaralarını iyileştirmek için kullanabileceğiniz çok güçlü bir yöntem de Ho’oponopono’dur.

Ho’oponopono’nun gücü hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz buraya tıklayarak bu konuda yazdığım yazıyı okuyabilirsiniz.

Attribution-ShareAlike 2.0 Generic (CC BY-SA 2.0)image:Robert Spiegel

https://soundcloud.com/irem-bray/aile-sirlari-cocuklari-nasil-cildirtir

 

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir