Çocuklara Tanıdıkları Birinin Vefatı Nasıl Anlatılmalı – Yas Sürecini Anlamak

Her zaman yanımda olan sabırlı eşimi saymazsak, ilk asistanım Altan Akay’dı.İlişkimiz birlikte çalışmaya başlamadan çok öncesine, benimle Indigo Dergisi için röportaj yaptığı zamanlara dayanır. Sonrasında birlikte 2 tane elektronik kitap yayınladık: ‘Yalnız Değilsin 1 ve 2’. Kitabın içeriğini bana sorduğu sorular ve verdiğim cevaplar oluşturuyor. Bu hafta sizlerle bu soru ve cevaplardan ikisini paylaşmak istiyorum.

Çocuklara Tanıdıkları Birinin Vefatı Nasıl Anlatılmalı

Çocuklara Tanıdıkları Birinin Vefatı Nasıl Anlatılmalı

SORU: Sevdiklerimizin vefatında yaşayabileceğimiz kayıp duygularıyla birlikte kendi içimizdeki yas sürecine nasıl yaklaşmalıyız?

CEVAP: Yaşamı düşündüğümüzde; sevinç ve hüzün, iyi ve kötü, başlangıçlar ve bitişler gibi bir karşıtlıklar döngüsü görüyoruz. Ancak kötü ile karşılaşınca iyiyi fark ediyor, hüznü tanıyınca sevincin tadına varabiliyoruz. Duygularımızı kabul etme ve yaşama cesaretini gösterebildiğimizde her şey zıddıyla anlam kazanıyor. Ölüm de yarattığı derin duygulanımlar sayesinde bize yaşamın anlamını düşündürürken, hem değerini hem de geçiciliğini hatırlatıyor.

İdeal olan; bir yakınımız vefat ettiğinde her türlü duyguyu hissetmeye izin vermektir. Böylece hüzün, rahatlama, suçluluk, özlem, yalnızlık, pişmanlık, sevinç, öfke gibi çeşit çeşit duygular gelir geçer. Bu duyguları yargılamadan, hiçbirine fazla takılmadan kabul ettiğimizde; günlük yaşamın potasında o kişinin fiziksel yokluğuna alışma sürecine gireriz.

Olgunlaşma, yaşamın bize sunduğu bu deneyimlerle nasıl yoğrulduğumuzla ilgilidir. Ölen yakınımızın olumlu yönlerini kutlayabilir, olumsuz yönlerinden hayatla ilgili dersler çıkarıp kalan ömrümüz için yol gösterici bir bilgelik kazanabiliriz.

Ancak bazen olumsuz deneyimler üstü üste geldiğinde, baş etme yöntemlerini bilmediğimizde, yardım alma alışkanlığımız da yoksa, duygularımızdan kaçınmak tek çareymiş gibi gelebilir. O zaman olumsuzlarla birlikte olumlu duygularımız da uyuşur ve hayatın tadı tuzu gider. Bir süre sonra çökkünlük, kaygılar ve diğer ruh sağlığı sorunları hayatımızı ele geçirmeye başlar ve bizi yardım almaya mecbur edebilir.

Bu yüzden, duygularımızı yargılamadan kabul edip kendimizi sevmeyi başaramıyorsak; mutlaka yardım alarak bu durum daha ciddi sorunlara dönüşmeden, yaşamı o karşıtlıklar döngüsü içinde kucaklamayı öğrenmeliyiz. Mevlana’nın “Hamdım, piştim, oldum.” cümlesindeki gibi bir süreçte tıkandığımızda, bir uzmandan yardım almanın nasıl pişeceğimiz konusunda fikir almak anlamına geldiğini söyleyebiliriz.

SORU: Çocuklara, tanıdıkları birinin vefatı nasıl anlatılmalıdır? Bu kişi, aileden çok yakın biri ise, nasıl yapılmalıdır?

CEVAP: Gerçekten de yakın bir aile üyesi vefat ettiğinde yetişkinler kendi yas duyguları ile baş etmeye çalışırken, çocuklarla nasıl konuşacaklarını, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Her çocuk, yaşı ve kişiliği gereği farklı ihtiyaçlar içinde olsa da, bu süreçte dikkat edilebilecek bazı prensiplerden söz edebiliriz.

Çocuğa her zaman olduğu gibi bu konuda da doğruyu geciktirmeden söylemeliyiz. Çocuk tesadüfen başkalarından duymamalı, ya da gözlemleyerek bir sonuca varmamalı; ölüm haberini çocuğun sevdiği, yakın olduğu bir yetişkin vermeli. Her şeyin cevabını bilmeseniz bile; çocuğun soru sorabileceği rahat bir ortam yaratmak önemli. Çocuğun duyguları konusunda rahatlatıcı olmak gerekir. Doğru veya yanlış duygu diye bir şey olmadığını anlatmak çocuğu rahatlatacak, kendisi ile ilgili yanlış yargılara varma olasılığını azaltacaktır.

Acı haberi verdikten sonra nelerin olacağını anlatmalısınız. Mümkünse, o da isterse, cenazeye katılması iyi olur; acının paylaşılması ölüme anlam vermekte yardımcı olacaktır. Bu seçimin elinden alınması, dışlanmışlık hissine neden olabilir. Ama istemiyorsa da kesinlikle zorlamamak gerekir. Yaşı ve becerisi doğrultusunda bir karar verebilmesi için, cenazede neler olacağı ile ilgili çocuğu önceden bilgilendirmek iyi olur.

Çocuklar bazen kendilerini yakınlarının ölümünden sorumlu tutabilirler; böyle bir bağlantı olmadığı konusunda çocuğu rahatlatmak gerekebilir. Bu özellikle iki ila yedi veya sekiz yaşlarındaki çocuklarda sık rastlanan bir durumdur. Yoğun yas duyguları yaşanırken, kendilerinin sevildiğini duymaya ihtiyaçları olabilir. İleriki günlerde ölen kişi hakkında konuşmayı sürdürmek de önemlidir.

Çocuklar, sevdiklerinin ölümü karşısında çok değişik tepkiler gösterebilirler. Etraflarındaki yetişkinler kimi zaman ne yapacaklarını bilemeyebilirler. Böylesi bir durumda bir uzmanla görüşmek yardımcı olacaktır.

Aslında bu konuda söylenecek çok şey var. Daha uzun bir yazıyla, hatta anne babalar için hazırlamakta olduğum eğitimde ayrı bir modül olarak bu konuyu işlemeliyim diye düşünüyorum.

Davet: Özgüven Atölye Çalışmaları

Yaşanılan çeşitli hislerin dengeli bir şekilde deneyimlenmesi, fiziksel ve zihinsel sağlığın yanı sıra kuvvetli bir özsaygının da özelliğidir.

Yasın ifade edilememesi ve bastırılması gibi bir sebeple yas sürecinin kesintiye uğraması; veya yakınının vefatından dolayı kişinin kendini suçlaması gibi yas süreciyle birlikte gelen karışıklıklar özgüvenle ilgili çok ciddi sorunlara yol açabiliyor. Hem kendi yas tutma ihtiyacımıza hem de çocuklarımızla bu konularda nasıl iletişim kuracağımıza ilişkin farkındalık geliştirerek, aile üyelerinin özgüvenlerine vereceğimiz zararı en başından önleyebiliriz.

2016 sonbaharında İnternet’te bu konuyla ilgili bir dizi atölye çalışması düzenleyeceğim. Çalışmalardan önce, sizinle özgüveninizi geliştirmenize ve hayatınızda bağımsızlık sağlamanıza faydalı olacak başka güzel yöntemler de paylaşacağım. Bu yöntemlerden faydalanmak ilginizi çekiyorsa bağlantımızı sürdürmek için buradan e-posta listeme kaydolabilirsiniz.

Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0)image:Rajarshi MITRA

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir