Korkular İle Nasıl Yaşanır

Korkmayan insan var mıdır?  Muhtemelen yoktur.  Ama korkular karşısında yaptığımız seçimler farklıdır.

Korka korka yaşamın içine bodoslama dalacaklarımız bir uçta, korkularıyla karşılaşmamak için omurgasını yitirecekler diğer uçta.

Hangi acı daha büyüktür?

Korkularımız gerçekleşmesin diye kendimizi geri tutmanın, oyalamanın, hatta kendimize ve başkalarına yalan söylemenin acısı.

Bu, korkularımızın gerçek olmasından bile daha kötü olabilir.

Bunu anlamak deneyiminizi bilinçle şekillendirmenize yardım eder.

Fakat anlamak sadece bir başlangıç. Deneyime dönüşmedikçe korkular nasıl işliyor bilmenin pek bir anlamı yok.

 

 

Korkular İle Yaşamak

Herbirimiz korkularımızı dönüştürmemizi sağlayacak donanıma sahibiz. Doğamız olan neşe ve sevinç ile yaşamak için yapabileceğimiz birçok şey var.

 

Neden Yıkıcı Korkular Olmak Zorunda?

Korkular var çünkü atalarımızın hayatında bir fonksiyonları vardı.

Korkular beden-zihnimize aittir ve beden-zihnimizin bütünlüğünü ve varlığını korumamızı sağlar.  Örneğin ateşin içine elinizi sokmaya korkabilirsiniz, bu sayede eliniz yanarak zarar görmemiş olur.  Ya da geçmiş kuşakta bebek ölümü olan bir ailede yeni doğan bebeği korumaya yönelik özen ve dikkat artar. Bunlar yararlıdır.

Amacına artık hizmet etmeyen korku bizi hayatımızı bütünüyle yaşamaktan alıkoyar, hatta bizi yıkıma yönlendirebilir.  Örneğin iflas görmüş bir babanın korkusu o kadar güçlü olabilir ki iş kurmak isteyen oğlu bu korkuyu içselleştirir ve harekete geçemez. Yıkıcılık, deneyimin korku nedeniyle durmasından kaynaklanır.

Oysa hayatımıza en çok yapıcı katkıyı yıkıcı deneyimlere yapıcı tavırlarla yaklaştığımızda  sağlarız. Örneğin sınrları ihlal edilerek tacize uğrayan bir kadının, insanları potansiyel tacizci olarak görerek benzer davranışlarla karşılaşma korkusu ile kendini korumak adına içine kapanması, kimseyle yakınlık kurmaması yıkıcı deneyime yıkıcı bir yaklaşım olur.

Taciz gibi yıkıcı bir deneyime verilebilecek en yapıcı yaklaşım kendi titreşimimizi yükseltmek olur. Böylece etrafımızdaki insanların bu tür tacize eğilimli düşük titreşimli parçaları karşılık bulamayan dişliler gibi bizim gerçekliğimizde varolamazlar.

Korkular ve Ruhsal Plan, Çiftler

Kendimizi gerçekleştirme duygusu ruhsal planımızla uygun bir hayat yaşayıp yaşamadığımızla ilgilidir. Bu hayatın özellikleri; içerdiği duygular, zorluklar herbirimiz için farklı olacaktır. Bir deneyim yapıcı görünse bile korku odaklı ise yaşama hizmet etmez. Örneğin, sonuçlarından korkarak kendimizi durduruyorsak, dengede olmak bile bizi  akışta olmaktan alıkoyabilir.

Bazen de tersi geçerlidir. Çiftler arasında gerçek duyguların ifadesini zorlaştıran kontrolsüz öfke, alınıp küsme, ayrılık tehdidi  gibi her türlü tutumun bu birliktelik için yıkıcı etkileri olmasına rağmen  öğretici, iyi bir deneyim olması mümkündür.

Örneğin İmago Terapinin kurucusu Harville Hendrix eşlerinden birinden ayrılma nedenini, eşinin babası vefat ettikten sonra yaşadığı yası anlayamamış olması ile bağlantılandırır. Bunu seneler sonra kendi terapisinde, o daha çocukken vefat eden anne ve babasının ani ölümüyle ilgili yasını ilk kez hissedebildikten sonra anlamış.  Sadece anlamakla kalmamış, insanlığa ve birçok kişiye ve çifte hizmet eden bir çift terapisi anlayışı geliştirerek yapıcı bir etki yaratmıştır.

Gerçekten de Hendrix gibi yas duygusundan korkan, bu duyguyla karşılaşmamak için kendilerinden kaçan insanlar çevrelerinde doğal yaslarını yaşayan kişilere karşı anlayışsız, alıngan, hatta yargılayıcı olabilirler.

Kuşak Geçişli Korkular

Aile sistemindeki bireyler arasında korku nasıl geçiyor inceleyelim.

Mark Wolynn atalarımızın travmalarının DNA’larımızda kayıtlı olduğunu hem fare deneylerinden öğrendiklerimizle  hem de birçok gerçek aile öyküsü ile anlatıyor.

En etkili korkularımız başkalarının yargıları ile ilgilidir.  Bu yargılarla ilgili korkular; sevilmek ve onaylanmak, dışlanmadan kaçınmak için gerçek duygu ve düşüncelerimizi saklamamıza neden olur. Hatta bazı ailelerde bireylerin ebeveynlerinin korkuları nedeniyle kendilerine uymayan meslekler edinerek mutsuz oldukları bile olur.  Oysa böyle yapmak ne sevgi ne onay sağlar, çünkü olmadığımız birşeymiş gibi davrandığımızda gerçekten kim olduğumuz görülemez ve görülmeyen şey kimse tarafından sevilemez.

Korkular İle Nasıl Yaşamalı

Bilim insanı, bağımsız araştırmacı ‘Ruhun Fiziği’ ve daha birçok kitabın yazarı Fabio Marchesi ‘mutlulukla beslenen biyolojik makineler’ olduğumuzu söyler. Kuantum fiziğin mutlu olmak için doğduğumuzu gösterdiğini, mutlu olduğumuzda daha nazik, daha dürüst, daha anlayışlı, daha barışçıl ve daha yaratıcı olduğumuzu anlatıyor.

Herbirimiz korkularımızı dönüştürmemizi sağlayacak donanıma sahibiz. Doğanız olan neşe ve sevinç ile yaşamak için yapabileceğiniz birçok şey var.  İşte birkaçı:

  • Zihin-beden alanının kendinizle uğraşma sesini kısıp şükretmenin ve etrafınızdaki kişilerin değerini bilmenin sesini yükseltmek
  • Farklı olmanın ayrılık demek olmadığını anlamak
  • Hepimizin bütünle bağlantıda olduğumuzu bilmek
  • Titreşiminizi yükseltmek

Usta MU diyor ki ‘Cesaretle yaşamayan esaretle ölür.’

Mohandas Gandi ‘nin ‘Korku işe yarayabilir ama korkaklık hiçbir işe yaramaz.’ cümlesi korktuğumuz ne olursa olsun korkuya rağmen cesaretle yaşamın içine dalıp risk alma seçimini destekliyor.

Gerçek özgürlük, neşe, sevinç ve mutluluğumuzun dış koşullardan bağımsız bir şekilde koşulsuz olmasıdır.

 

Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0)image:Laura Lewis

https://soundcloud.com/irem-bray/korkular-ile-nasil-yasanir

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

2 Cevaplar

  1. efsun dedi ki:

    Arthur Schoenberg ne demiş,
    ‘Doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır, o da mutlu olmak için burada olduğumuzu sanmaktır.’

  2. İrem Bray dedi ki:

    Katkınız için teşekkürler. Yaşadığımız mutlulukların hayatı doğru yaşamanın bir yan ürünü olduğunu düşünüyorum. Hayatı doğru yaşamak için zorluklar, adaletsizlikler ve hayal kırıklıkları karşısında kurban rolüne girmeden sürecin armağanlarını keşfetmeye odaklanmayı önemsiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir