Kronik Kabızlık Tedavisi: Vermeyi ve Almayı Öğrenme

Dünyanın her yanında kronik kabızlık çeken insanlar var. İlaç kullanarak ve hayat tarzınızı değiştirerek iyileşmeye çalışsanız da işin içinde dengeli bir şekilde alma ve verme becerinizle ilgili başka bir etmen daha olabilir.

Kronik Kabızlık Nedir?

Bağırsak hareketlerinin haftada üçün altına düşmesi ve dışarı çıkmanın zor ve bazen de acılı olması kabızlık olarak kabul edilir.

Kabızlık, hazmedilen yiyeceklerin bağırsakta çok fazla kalıp suyunun çok fazla emilmesiyle ortaya çıkar. Dışkı sertleşir ve kurur, bu nedenle de vücuttan atılması zorlaşır.

Kronik Kabızlık Tedavisi: Vermeyi ve Almayı Öğrenme

Sindirim sistemimize ikinci beynimiz de denir. Bilim insanları bağırsaklarımızdaki bakterilerin beyinle sürekli olarak karşılıklı konuşma halinde olduğunu söylüyorlar; bu da sindirim sistemimizin, psikolojimizin ve vücudumuzdaki birçok rahatsızlığın birbiriyle bağlantılı olmasını açıklıyor.

Kronik Kabızlık ve Yaygın Tedavi Yöntemleri

Kabızlığı geçirmek için çoğunlukla başvurulan yöntemler şunlar:

1) Daha fazla su içmek.

2) Beslenmenizdeki lif miktarını artırmak ve süt ürünlerini azaltmak.

3) Daha çok hareket etmek.

4) Müshil, antidepresan ve ağrı kesici kullanmayı bırakmak.

5) Daha iyi uyumak.

6) Stresi azaltmak.

Ya Hiçbiri İşe Yaramazsa

Bilinen bütün tedavi yöntemlerini uyguladıysanız ve doktorlar kronik kabızlık sebebini bulamıyorlarsa psikolojinize bakmanın zamanı gelmiş demektir.

Sindirim sistemimize ikinci beynimiz dendiğini hiç duymuş muydunuz? Bilim insanları bağırsaklarımızdaki bakterilerin beyinle sürekli olarak karşılıklı konuşma halinde olduğunu söylüyorlar; bu da sindirim sistemimizin, psikolojimizin ve vücudumuzdaki birçok rahatsızlığın birbiriyle bağlantılı olmasını açıklıyor.

Psikolojide, bağırsakları ve dışkıyı hayat deneyimlerini sindirme becerimizin birer yansıması olarak görürüz. Bağırsak hareketlerimiz hayatımızı nasıl yaşadığımızın ve kendi kendimizle ve başkalarıyla nasıl bağlantı kurduğumuzun bir göstergesidir. Hayatın tamamı bir alıp verme akışıdır; hayatı alırız, bizim için gereken şeyleri özümleriz ve gerekmeyenleri atarız. Alıp verme dengesi ciddi şekilde bozulduğunda kronik kabızlık ortaya çıkar.

Almayı ve Vermeyi Öğrenmek

Psikolog Adam Grant insanların temelde üç gruba ayrıldığını bulmuş: verenler, alanlar ve almadıkları sürece vermeyenler. Başarılı kişilerin çoğunun kendi ihtiyaçlarını gözeterek verenler arasından çıktığını görmüş. İlginçtir, en başarısız kişiler de yine verenler arasından çıkıyor ama bu kişiler kendi ihtiyaçlarını göz ardı ediyorlar.

Ben de hayatın doğal alma verme akışının dengesini bozan bazı tutum, alışkanlık ve gelenekler olduğunu gördüm. Burada bunları ve önerdiğim dengeleme yöntemlerini sizinle paylaşmak istiyorum:

1) Geçmişe yapışmak birçoğumuzun düştüğü bir hatadır.

İfade örnekleri: Keşke başka türlü davransaydım… Acaba benim bencil olduğumu mu düşünmüşlerdir? Geçmişi özledim. Kendimi/başka birini hiç affedemiyorum.

Dengeleme yöntemi: Geçmişi bugünde yaşattığımız zaman şu anın getirdiği olanakları kısıtlarız. Ancak şu anda tam olarak burada olursam yaşayabilirim. Alma verme dengesini kuemak için hayatınızın, bulaşık yıkama, ütü yapma, yemek yeme, çalışma ve işe gitme gibi en sıradan yönleri de dâhil her anının tadını çıkarmaya odaklanın.

2) Bazı kişiler sevdiklerinin sağlığı, mutluluğu, mutsuzluğu, stresi gibi konularda sorumluluğu üzerlerine alırlar.

İfade örnekleri: Çocuklarım mutsuzken ben nasıl iyi olabilirim? Kocamın kendini iyi hissetmesini nasıl sağlayabilirim?

Dengeleme yöntemi: Bizim kendimizden sorumlu olduğumuzu unutmayın. Sevdiklerimiz sıkıntı çekerken sükûnetimizi ve dengemizi korumayı öğrenmemiz gerekir. Sevgi, iyileştirici bir enerjidir, onun için sevdiklerinizin stresini ve yüklerini üstlenmekten çok onları sevmeye odaklanın. Dengeyi üzüntünüzü değil sevginizi ifade ederek kurabilirsiniz.

3) Kendi gereksinimlerinizden fedakârlık etmeyi aklınızdan çıkarın, başkaları aynı görüşte olmasa bile kendi ihtiyaçlarınıza saygılı bir yaşam sürün.

Uçakla her yolculuk edişimizde duyduğumuz uyarıyı hatırlayın: “Acil bir durumda yukarıdan oksijen maskeleri düşecektir. Çocuklarla ilgilenmeden önce kendi maskenizi takın.”

Bu tavsiye uçakta somut bir güvenlik uyarısıdır ama aynı zamanda sorumlu olduğunuz başka kişiler varken ilişkilerinizi nasıl yürüteceğiniz konusunda da çok sağlam bir benzetmedir.

İşte bazı olumsuz iç konuşma örnekleri:

“Benim ihtiyaçlarımın önemi yok, önemli olan çocuğum için en iyi olanı yapmak.”

“Parasını paylaşmamak bencilliktir.”

Dengeleme yöntemi: Fedakârlık, veren tarafta mağduriyet hissi, alan tarafta ise kolayca suçluluğa dönüşebilecek bir borçluluk hissi yaratır. Aslında benim gereksinimlerimle başkasının gereksinimleri arasında bir ayrılık yoktur. Tüm eylemlerimizin amacı insanlığa ve doğaya hizmet etmek olduğunda, sonuçta insanlığın bir parçası olarak benim ihtiyaçlarım de doğal olarak karşılanır.

4) Geleceği düşünüp endişelenmek kaygı yaratır.

İfade örnekleri: Kendi geleceğimi ve ailemin geleceğini güvenceye almalıyım. Ya işimi kaybedersem?

Dengeleme yöntemi: Hayatta güvence yoktur. Para ya da mevki için çalışmak iyi sonuç vermez. Kendinizi sevgiyle besleyin, besleyici yiyecekler yiyin, olumlu düşünün. Kendinizi ve başkalarını mümkün olduğu kadar çok kucaklayın.

5) Hayattan alacaklı olduğunuzu, mükemmel birer eşiniz, aileniz, işiniz, arkadaşlarınız vs. olmasının hakkınız olduğunu düşünmek gereksiz bir hayal kırıklığı ve öfke doğurur.

İfade örnekleri: Ben istedikten sonra bana çiçek almasının bir kıymeti yok. Şimdi bana mutfak işlerinde yardım etse bile yine de kızgınım çünkü eskiden yardım etmezdi.

Dengeleme yöntemi: Her gün hayatınızda şükredecek en az üç şey bulup yazmayı alışkanlık haline getirerek alma verme dengesini kurabilirsiniz.

Kronik kabızlık şikâyetiniz varsa, durumunuzu gözden geçirin. Doğal alma ve verme akışını bozan şey genellikle korkudur; bu sevgiyi ya da güvenliği kaybetme korkusu olabilir. Sizin durumunuz da böyle olabilir mi? Eğer öyleyse çabasız bir rahatlıkla, hiçbir karşılık beklemeden ruhunuzdan vererek kendinizi iyileştirebilirsiniz. Bu şekilde vermek aynı zamanda aldığınız her şey için de şükretmenizi sağlayacaktır.

Her tuvalete gittiğinizde şükretmeyi unutmayın 😉

Attribution-ShareAlike 2.0 Generic (CC BY-SA 2.0)image:Thigala shri

https://soundcloud.com/irem-bray/kronik-kabizlik-tedavisi-vermeyi-ve-almayi-ogrenme

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir