Üçüncü Kültür Çocukları

Günümüzün hareketli dünyasında, milyonlarca insan doğdukları yerden farklı yerlerde yaşıyor. Peki yurt dışında yaşayanların çocuklarına ne oluyor? Bu çocuklar sayısı giderek artan bir topluluk oluşturuyor, adlarına da, anne babalarınınkinden farklı bir kültürde büyüdüklerini ifade etmek için Karma Kültür Çocukları (KKÇ) ya da Üçüncü Kültür Çocukları (ÜKÇ) deniyor. İşte yurt dışında yetişen bu çocuk ve gençlere yardım etme yöntemleri.

Üçüncü Kültür Çocukları

Bir üçüncü kültür bireyi, gelişme çağının önemli bir bölümünü anne babasınınkinden farklı bir kültür içinde geçirmiş, bunun sonucunda da ailesinin kültürü ile içinde yetiştiği yeni kültürü harmanlayarak üçüncü bir kültür oluşturmuş bir birey demektir.

Yurt Dışında Yetişmenin Avantaj ve Zorlukları

Bir üçüncü kültür bireyi, gelişme çağının önemli bir bölümünü anne babasınınkinden farklı bir kültür içinde geçirmiş, bunun sonucunda da ailesinin kültürü ile içinde yetiştiği yeni kültürü harmanlayarak üçüncü bir kültür oluşturmuş bir birey demektir.

Annem babam tek kelime Fransızca konuşmazlarken benim bir Fransız okulunda okumam nedeniyle hiç farkında olmadığım halde benim de bir ÜKÇ olduğumu bu yazıyı yazarken fark ettim! Çocuklar farklı nedenlerle üçüncü kültür çocukları olabilirler. Yabancı bir ülkede yaşamak bu nedenlerden yalnızca bir tanesidir. Diğer nedenler şunlar olabilir:

1) Ailenin işi nedeniyle birkaç yılda bir ülkeden ülkeye taşınan çocuklar.

2) Birinci, ikinci ya da üçüncü kuşak göçmen ya da sığınmacı çocukları.

3) Farklı ırk ya da kültürlerden çiftlerin çocukları.

4) Azınlıklara ait çocuklar.

5) Farklı bir ülkeden gelmiş bir ailenin evlat edindiği çocuklar.

6) Çevrelerindeki çoğunluktan farklı bir okula giderek ailelerininkinden farklı yeni bir dil ve kültür öğrenen çocuklar.

Yurt dışında büyümenin yanı sıra üçüncü kültür çocukları için birçok avantaj var:

1) Bireyler kültürel çeşitliliğe karşı farkındalık ve uyumluluk geliştirirler.

2) Daha gözlemci ve daha bağımsız olurlar.

3) Anı yaşarlar.

4) Başkalarını yargılama/ayıplama eğilimi azalabilir.

5) Çoğunlukla kendilerinden farklı kişilerle daha rahat iletişim kurabilirler.

6) Yeni çevrelere uyum sağlayabilirler.

7) İyi gezginler olurlar.

8) Birden fazla dil konuşurlar.

9) Açık görüşlü ve ortalamadan daha zeki olurlar. Michigan Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada ortalama bir ÜKÇ’nin büyüdüğünde tek kültürlü/kendi memleketinde yetişen benzerlerine kıyasla hem eğitim hayatında hem de mesleki hayatında daha başarılı olduğu görülmüş.

10) Benzersiz oldukları için kalıplara uymazlar.

Hayattaki her şey gibi yurt dışında ya da ailesinden farklı bir kültür içinde bir üçüncü kültür çocukları olarak yetişmenin zor tarafları da vardır:

1) Kimliği konusunda kafa karışıklığı, nereye ait olduğunu bilememe, sabit bir çevre edinememe.

2) Ayrıldıktan sonra arkadaşlarla ilişkiyi sürdürmek çok acı verdiği için teması tamamen kesme.

3) Kendini köksüz hissetme, evinin, memleketinin neresi olduğunu bilememe.

4) Diğer çocukların onlarla bağlantı kurmakta zorlanması yüzünden yalnızlık duygusu yaşama.

5) Kendini mağdur hissetme.

Üçüncü Kültür Çocukları ve Özel İhtiyaçları

Kişisel ve kültürel olarak kim olduğumuzu bilmeye gereksinim duyarız. Kendini özdeşleştirebileceği kişisel ve kültürel bir bağlam bulma süreci üçüncü kültür çocukları için karmaşık olabilir ve kendini farklı şekillerde gösterebilir.

Uzmanlar, kimlikleri konusunda kafa karışıklığı yaşayan çocukların sergilediği üç yaygın başa çıkma mekanizması olduğunu belirlemişler:

1) Bukalemun tepkisi: Kendilerini bir maske ardına gizleyerek, kabul görmek için her ne pahasına olursa olsun uyum sağlamaya çalışırlar. Çevrelerindeki diğer kişiler gibi olmak için bazı yönlerini gizlerler.

2) Çığırtkanlar: Farklılıklarını agresif bir şekilde ortaya koyarlar. Çektikleri acıyı baş kaldırarak gösterirler.

3) Sessizce bekleyenler: Bu çocuklar kendilerini zamanda dondurur, çaba göstermezler, kendilerini bir koza içine hapsedip dışarı çıkmak için güvenli zamanı beklerler.

Hayatınızda kendi ülkesinden ayrı büyüyen bir çocuk ya da bir ÜKÇ varsa, onlara yardımcı olmak için şu yöntemleri kullanabilirsiniz:

1) Hikâyelerini normalleştirin.

2) Görünmeyen kayıpları nedeniyle çektikleri acıyı kabullenmelerine ve işlemelerine yardımcı olun.

3) Hayattaki avantajlarını görmelerini sağlayın.

4) Taşınabilir kökler yaratarak onları geçiş dönemlerine hazırlayın.

5) Benzersizliklerinin tadını çıkarmalarına ve bununla gurur duymalarına yardımcı olun.

6) Kimlik, memleket ve ev kavramlarını onların deneyimini kapsayacak şekilde yeni baştan tanımlayın.

Üçüncü kültür çocukları için çok uygun bir slogan şudur: “Farkımı kullanarak fark yaratabilirim.”

Başka birçoklarının yanı sıra Barack Obama, Colin Firth ve Elif Şafak gibi ÜKÇ’ler de bunun kanıtı değil mi?

Üçüncü Kültür Çocukları olsalar da olmasalar da çocuklarımızı hiçbir şekilde kalıplara sokmaya çalışmayalım, yurt dışında büyüyen ya da genel olarak üçüncü kültür çocuğu olan çocuklarımızın kimseye benzemeye çalışmadan kendileri olabilmelerine yardım olalım: Biz yanlarında olup onları destekleyemediğimiz zaman bu onların en büyük, gerçek gücü olacak.

Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0)image:U.S. Department of Agriculture

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir