Unutmak Sizi Endişelendiriyor Mu?

Sizin de, sevdiklerinizin de git gide daha fazla unutmak ile ilgili sorun yaşadığınızı fark ettiniz mi?

Unutmak, danışanlarımla yaptığım seanslarda da, günlük konuşmalarda da gündeme gelen en ciddi endişe kaynaklarından biri haline geldi. Sağlıklı bir beyin, doyurucu bir hayatın olmazsa olmazlarından biridir.

Unutkanlık Sizi Endişelendiriyor Mu?

Unutmak, beyninizin işini iyi yaptığının işareti de olabilir, sizin beyninize pek iyi bakmadığınızın işareti de.

Unutmak ile İlgili İyi ve Kötü Haberler

Toronto Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, bazı ayrıntıları unutmak sağlıklı bir durum ve daha akıllı olmamızı sağlıyor. Beynimiz anılarla fazla dolunca bu anılar çatışma yaratabiliyor ve verimli bir şekilde karar alma yeteneğimizi etkileyebiliyor. Uzun vadede, ufak ayrıntılardansa olayların bütününü genel olarak hatırlamak, beynimiz ve güvenliğimiz açısından daha iyi. İşte bu yüzden, sağlıklı beynin işlevlerinden biri de eski anıları temizleyip yalnızca en önemli ayrıntıları bırakmak.

Kötü haber ise, Dr. Amen’in öngörülerine göre Alzheimer hastalığının önümüzdeki yıllar içinde üç katına çıkacağının ve 85 yaşındakilerin %50’sine Alzheimer teşhisi konacağının beklenmesi. Alzheimer Derneği ise 40’lı ve 50’li yaşlardaki yarım milyon kadar insanda erken başlayan Alzheimer ve diğer demans (bunama) şekillerinin bulunduğunu ve 2050’ye gelindiğinde bu sayının üç katına çıkacağını tahmin ediyor.

Demans (Bunama), Alzheimer Ve Unutkanlık

Demans (bunama), zihinsel bozulma içeren ve beyindeki sinir hücrelerinin ölmesi ya da normal çalışmaması ile ortaya çıkan çeşitli rahatsızlıkları ifade eden genel bir terim. Demansa yol açan başlıca sebepler şunlar:

  1. Alzheimer hastalığı
  2. Kafaya alınan darbeler
  3. Aşırı alkol kullanımı

Kendinize ve sevdiklerinize dikkat edin ve aşağıdaki Alzheimer ve demans belirtilerine karşı uyanık olun:

  1. Belleğiniz 10 yıl öncekinden daha kötü mü? 40’lı, 50’li, 60’lı, 70’li yaşlarda bellek sorunları yaşamanız normal bir durum değildir. Bu durum çoğu kişinin düşündüğü gibi bir yaşlanma belirtisi değil, bir sorun belirtisidir.
  2. Günlük hayatta sıkıntı yaratan bellek kaybı. Konuşurken ya da yazarken sözcükler konusunda yeni ortaya çıkan sorunlar yaşanması. Nesneleri yanlış yere koymak/kaybetmek ve geri doğru düşünerek bulma yeteneğini kaybetmek.  Bütün bunlar stres ya da hastalık sonucu ortaya çıkabilir.
  3. Planlama ve sorun çözmede zorlanma, evde, işte ya da boş zamanlarda alışılmış işleri yapmada zorluk çekme.
  4. Muhakeme yeteneğinin zayıflaması.  Zaman ve yeri karıştırma, görsel imgeleri ve uzaysal bağıntıları anlamada güçlük çekme.
  5. Aşırı kilolu olmak depresyon ve demans riskini artırır. Son çalışmalar, kilonuz arttıkça beynin fiziksel büyüklüğünün ve işlevinin azaldığını gösteriyor!
  6. Depresyon, kadınlarda Alzheimer hastalığına yakalanma riskini iki katına, erkeklerde ise dört katına çıkarıyor.
  7. İşten ve sosyal etkinliklerden kaçma. Ruh halinde ve kişilikte değişiklik.

Önlemler

Beyinde Alzheimer hastalığı bulguları, belirtilerin başlamasından 30 ila 50 yıl önce başlıyor. Bu hastalığın tedavisi olmadığından, erken yaşlardan itibaren koruyucu önlemlere odaklanmak çok önemli. İşte Dr. Amen’in anlamlı tavsiyeleri:

1) Başınızı koruyun. Araba sürerken güvenliğe dikkat edin, emniyet kemeri kullanın. Motosiklete binerken kask takın. Tehlikeli sporlar yapıyorsanız riski azaltacak önlemler alın.

2) Sağlıklı uyku alışkanlıkları edinin. İyi uyumak beynin sağlıklı çalışması için çok önemlidir. Altı saatin altında gece uykusu beyne genel kan akışının düşmesiyle ilişkilendiriliyor. Uykusuzluk obezite ve depresyon riskini artırır ve uykunuzu alamamak muhakeme yeteneğinizi etkileyebilir.

Ayurveda ilkelerine göre, uyumak için ideal saat 22.30. Yatmadan önce ayak tabanlarına masaj yapmanın sisteminizi sakinleştirmeye faydası olur. Güneşin ritmine girebilmek için güneşin doğmasından bir buçuk saat önce uyanmamız gerekiyor. Bu saatte çevrenin arı ve sakin oluşu duyularımızı açar, zihinsel performansımızı artırır, zihinsel gerginlik, hiperaktivite ve uyuşukluk sorunlarını iyileştirir.

3) Düzenli egzersiz beynin çalışmasını %4’ten %45’e çıkarabilir! Egzersiz rutininizde güç artırıcı çalışmalar, nabzı hızla çok fazla artıran kısa süreli egzersizleri de içeren (burst training) aerobik çalışmalar ve koordinasyonu geliştiren çalışmalar yer almalı.

4) Sosyal etkinliğinizi yüksek tutun. Ama birlikte olmaktan zevk aldığınız her yaştan canlandırıcı arkadaşlar bulun. Keyfinizi kaçıran, duygu durumunuzu bozan olumsuz insanlarla birlikte olmaktan kaçının.

5) Zihninizi uyaran etkinliklerle uğraşın ve yaşam boyu öğrenme ilkesini benimseyin. Yeni bir şey öğrendiğinizde beyniniz yeni bir bağlantı yaratır. Öğrenmeyi kestiğinizde ise beyniniz kendini kapatmaya başlar. Meditasyon beynin muhakeme bölümünü canlandırır ve geliştirir. Kelime oyunları oynamak dil merkezlerini geliştirir. Bellek oyunları beynin hipokampus bölgesini çalıştırır, yeni dans adımları öğrenmek koordinasyon merkezlerini etkinleştirebilir. Beyninizi çalıştırmak için günde 15 dakikanızı yeni bir şey öğrenmeye ayırın.

6) Bedeninizin tam olarak sindirebildiği kaliteli besin maddeleri içeren bir beslenme tarzı benimseyin. Çok fazla kalori almak hücrelerinizde atık birikimine sebep olarak olduğunuzdan yaşlı görünmenize ve kendinizi yaşlı hissetmenize yol açar. Hem beyne, hem de cilde faydalı yiyecekler şunlardır:

  • Omega 3 açısından zengin deniz ürünleri, kuru yemişler ve avokado
  • Yeşil çay
  • Böğürtlen, çilek, kiraz, yaban mersini gibi kabuksuz meyveler
  • Yeşil yapraklı sebzeler
  • Bol bol sebze, bir miktar meyve, kuru yemiş ve çekirdek ve bir miktar protein tüketerek “goril” gibi beslenmeliyiz. Rafine şeker, ekmek, makarna, hamur işi, tahıl, soya, kahve ve alkolü diyetinizden çıkarırsanız sorun kalmaz.

Besin değeri yüksek, kalorisi düşük, kaliteli yiyecekler seçin. Kahve ya da alkol yerine su için. Kan şekerinizi dengelemek, beyin sağlığınız için gerekli yapı taşlarını sağlamak ve vücudunuzda yağ oranı düşük kas miktarını korumak için temiz proteinleri tercih edin. Yağ oranı düşük kas miktarını korumak, yaşımız ilerledikçe ciddi bir sorun haline gelebilir. İyi yağlar da sağlığınız için çok önemlidir, yalnız doyma hissinizi etkileyen kötü yağları beslenmenizden çıkarın.

 

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir