Vize Sorunları: Eşim ve Kızımla Birlikte Yaşamıyor Olmamın Nedeni

Bu paylaşımlarımda her zaman size hayatta karşınıza çıkan güçlükleri aşmanıza faydalı olabilecek kaynaklar sunmaya çalışıyorum. Bu hafta da değişen bir şey yok, fakat bu kez kendi hayatımla, özellikle de vize sorunlarımla ilgili biraz daha fazla bilgi vermem gerekti.

Bunun bir nedeni, herkesin bana bir aile terapisi uzmanı olarak neden eşim ve kızımla farklı ülkelerde yaşadığımızı sorması. Herkes Stephen’la ayrılıp ayrılmadığımızı merak ediyor.

Vize dertleri: Eşim ve kızımla birlikte yaşamıyor olmamın nedeni

Vize sorunu yüzünden eşim ve kızımla birlikte yaşayamıyorum.

Olaylar ve Hikâyeler

Sistemik ve öyküsel terapist olarak aldığım eğitim boyunca, olayların belli bir sebebe bağlı olmadan meydana geldiğini, gerçek bir açıklama bulmanın mümkün olmadığını öğrendim. Olayların gerçekleşmesine yol açan tüm neden ve koşulları izleyebilme imkânımız yok. Bu konuda felsefi açıdan pek çok şey yazılmış. Budistler, neden ve koşullar gerektiği gibi olunca bir olayın kaçınılmaz olarak ortaya çıktığını söylerler. Fakat evrenin başlangıcından bu yana olagelmiş her nedeni ve olayı bilmemiz mümkün olamayacağına göre bu açıklamanın da bize fazla fayda sağladığı söylenemez.

Bununla beraber, biz insanlar hayatımızı şekillendirmek için anlam ararız. Bu hem bir nimet, hem de bir külfet. Bizi etkileyen olaylarla ilgili hikâyeler yaratmamıza yol açan şey belki de bu anlam verme dürtüsü olabilir, hayatta özgür irade imkânı görmemiz de bu hikâyelere inanarak ve bunlara göre hareket ederek mümkün oluyor.

Benimki de işte öyle bir hikâye.

Geçen yıl, Stephen’la, kızımız Amazon’a İngiliz kökenlerini yaşayabilme fırsatı vermek amacıyla İngiltere’de daha fazla zaman geçirme kararı aldık. Bu konuyu etraflıca düşündük, Türkiye’de yaşamak Türklüğünü anlamasına nasıl yardım ettiyse, kızımızın içindeki İngiliz tarafını tam olarak anlayabilmesi için büyüme sürecinde İngiltere’yi de deneyimlemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu olanak sayesinde her iki kültürün de en iyi taraflarını alarak dünyaya özgün ve olumlu bir şey sunabileceğini umut ediyoruz.

Kızımız küçükken, çocuk yetiştirmek için çok güvenli bir yer olduğunu düşündüğümüz Turunç sahiline yerleşmeye karar vermiştik. O yıllarımız harikulade geçti, şehirden ayrılma kararımız bize hayallerimizin ötesinde bir hayatın kapılarını açtı. Bir gün o hikâyeyi de sizlerle paylaşabilirim, çünkü şu anda yazdığım şeylerle arasında bazı paralellikler var.

Kızımızın bir süre İngiltere’de zaman geçirmesine karar verdiğimizde aile olarak birbirimizden bu kadar uzun ayrı kalacağımızdan hiç haberimiz yoktu.

Geçen sene zarfında iki kez vize başvurusu yaptım, ikisinde de reddedildim. Çoğu kişiye bu durum öyle anlaşılmaz geliyor ki bana eşimle ayrılıp ayrılmadığımızı soranlar giderek artıyor.

Bu sorunun cevabı kısaca, “hayır,” hatta her gün birçok defa e-posta ve Skype yoluyla görüşüyoruz.

Stephen İngiltere’deki şirketinden benim işime, aynı Türkiye’de birlikte yaşarken olduğu gibi büyük katkı sağlamaya devam ediyor. Hatta bu yazıyı yazmama bile yardım etti!

Vize Başvurularımın Reddedilmesi

Geçen yıl sonu, İngiltere’deki yetkililere durumumuzu açıkladığımda pasaportuma damgayı basacaklarını ve benim de eşim ve kızımla serbestçe yolculuk edebileceğimi düşünüyordum. Daha önce İngiltere’de iki kere yaşamıştım.

İlk başvurumun reddedilmesinden sonra, sınır yetkililerinin kuralların uygulanması konusunda pek fazla serbestliği bulunmadığını anlamış olduk. Durumumuz giriş vizesi verilmesine uygun kategorilerden birine girmiyordu. O zaman henüz İngiltere’de devamlı kalacağımız bir evimiz yoktu ve düzenimizi benim işimden elde ettiğim gelire göre kurduğumuz için, İngiltere vatandaşı olan Stephen benim başvurumu destekleyecek gelir gösteremiyordu. Tabii ki çalışıyordu – aynen şimdi çalıştığı gibi – sadece ileride bir gün emekliye ayrılmayı planladığı ve çalışmayı benden önce bırakacağı için Türkiye’de yaşarken benim kendisine maaş veriyor gibi görünmemin pek manası yoktu çünkü vergilerden sonra elimizde kalan bütün paraya ortak gelirimiz gözüyle bakıyorduk.

İlk vize başvurumu reddederken, İngiltere sınır yetkilileri, İngiltere’de yaşamayı bırakıp Türkiye’ye döndüğümden beri “kendime Türkiye’de bir hayat ve düzen kurduğumu” yazdılar.

İkinci başvuruyu ise geçen ay yaptım. Arada geçen süre içinde eşim ve kızım İngiltere’ye gitmiş, ev kurup yerleşmişlerdi, Stephen ise şirket kurup para kazanmaya başlamıştı, böylece, eğer ileride hala ailece İngiltere’de yaşamak istersek, gittiğimde bana bakabilecek durumda olduğunu gösterebilecekti. Yazın iki ayımızı Türkiye’de birlikte geçirdik, gelecek günlerde de yine böyle buluşmaya devam etmeyi düşünüyoruz. Ne yazık ki, şimdilik, buluşamayacağımız tek yer İngiltere gibi görünüyor!

Eşimin benim oturma başvurumu destekleyebilmesi için ciddi bir geliri olması gerekiyor. Kurallara göre, benim işimden elde ettiğimiz gelirler dikkate alınmıyor. Eşim de emeklilik yaşını çoktan geçtiği için ancak serbest çalışabiliyor, bu arada hem tek başına evi idare etmesi hem de 13 yaşındaki kızımıza bakması gerekiyor.

Ben de arada birkaç ay kalmak üzere yanlarına gidebileceğimi düşündüm, ben kızımızla hasret giderirken Stephen da çalışmalarına hız verip işini daha hızlı geliştirebilirdi.

Ekim sonunda Turunç’taki evimizi kapadım, asistanımla işlerimizi organize ettim ve vize başvurusu yapmak üzere İstanbul’a geldim. Bu kez turist vizesi için başvurdum. Sonra da vize çıkınca uçağa atlayıp gitmek üzere İstanbul’da beklemeye başladım. Bütün ailenin kızımıza götürmem için verdiği hediyeleri de birkaç kat kıyafetimin yanında bavuluma yerleştirdim, gitmeye hazırdım.

Ne var ki bu sefer de başvurum şu sebeple reddedildi: “… Kızınıza bakacak biri gerektiği konusunda size hak veriyorsam da, sizin orada kalacağınız 4 ayın ardından nasıl bir düzenleme yapacağınızı, ya da herhangi bir plan yapıp yapmadığınızı açıklamamışsınız. Bu nedenle başvurunuzda belirttiğiniz niyetlerinizden ve 4 ay süreceğini söylediğiniz ziyaretinizin ardından İngiltere’den ayrılmanız için yeterince sebebiniz olduğundan kuşku duyuyorum. Ülkeye gerçekten ziyaretçi olarak giriş yapmak istediğinize ikna olmadım…”

Ayrıca şunu da belirtmişler: “Gelecekte yapacağınız başvurular ayrı olarak değerlendirilecektir ancak başvuru koşullarınız değişmediği takdirde yine reddedilmeniz muhtemeldir. Bu kararla ilgili olarak itiraz hakkı veya idari inceleme hakkı yoktur.”

Dolayısıyla, işte hâlâ Türkiye’deyim. Ve hâlâ umutluyum.

Eşzamanlılık: Anlamlı Rastlantılar

Tam, içinde pasaportumun ve başvurumun reddedildiğini bildiren yazının bulunduğu zarfı açarken, bir arkadaşımdan o akşam için bir buluşma daveti geldi. Ailemin yanına gidemeyeceğimi öğrenince yoğunlaşan duygularımı kontrol etmeye çalışırken arkadaşıma evet dedim.  Üzüntü paylaşıldıkça hafifler.

Carl Gustav Jung, aralarında nedensel ilişki bulunmayan olaylar arasındaki anlamlı bağlantıları “eşzamanlılık” olarak ifade eder. Biz bunlara çoğu kez rastlantı gözüyle bakarız. Jung, hayatımızdaki olayların rastlantısal olmadığına inanıyordu. Gerçekleşen olaylar daha derin bir düzenin ifadesidir ve bize anlayış kazandırabilirler. Rüyalar ve eşzamanlılık aynı alana girer, ruhsal uyanışa rehberlik eder ve benliği büyük birlikle özdeşleşmeye davet ederler.

Vize başvurumun reddedildiği haberini alınca ilk başta uyuştuğumu hissettim, sanki bedenim bana ait değildi. Trafik sıkışıklığı umurumda değildi, hatta trafiğin durmasını, hiç açılmamasını istiyordum. Büyük bir üzüntü içinde bir süre sokaklarda dolaştım…

Sonra, arkadaşımla içkilerimizi içerken ağabeyimden bir mesaj geldi. Onu acilen aramamı istiyordu. Arayınca, yengemizin vefat ettiğini söyledi, kendisi ve yengemizin tek çocuğu olan kuzenimiz hastanedeydiler, ağabeyim benim de kuzenimize destek olmak için yanlarına gitmemin iyi olacağını düşünmüştü.

Birden bire, Türkiye’de kalmak için bir nedenim olmuş ve ruh halim değişmişti.

Böyle eşzamanlılık örneklerini fark ettiğimde, kendime bazı sorular soruyorum:

  • Bu eşzamanlı deneyimin anlamı nedir?
  • Beni ne şekilde ruhsal farkındalığa doğru yönlendiriyor?
  • Bundan hepimiz için ne gibi yeni fırsatlar doğar?

Sonra da cevapların kendini göstermesini bekliyorum.

Yapıcı Amaç

Yapıcı amaç, benim çok özel ve yararlı bir tavırdan bahsetmek için kullandığım bir ifade. Anlamı, kişinin bütün kaynaklarını tarayıp elindeki olanakları olayların yarattığı çerçeve dâhilinde kullanması. Bu şekilde gereksiz çatışmalarla zaman kaybetmek yerine, enerjimi daha iyi hikâyeler yaratmak amacıyla kullanabiliyorum. Vize başvurumun reddedilmesinin ardından geçen beş gün içinde Stephen’la kendimize yapıcı amaçlar düşünürken aklımıza aşağıdaki fikirler geldi:

  • Beraberce, bana giriş izni verebilecek İtalya, Fransa, İsviçre ya da Hollanda gibi ülkelere yolculuk edebiliriz.
  • Birlikte bir kitap yazacağız.
  • Karşımıza çıkan zorluklarla nasıl başa çıktığımızı görmeniz için aile hayatımızı sizinle daha fazla paylaşmayı düşünüyoruz.
  • Bize esin veren gençlerden ders almayı ve onlara uyum sağlamayı planlıyoruz.

Hayatta karşınıza çıkan zorluklar karşısında siz nasıl hikâyeler yaratıyorsunuz? Siz de benzer şeyler yaşadınız mı? O durumlarda siz ne yaptınız? Hayatınızda hangi yapıcı amaçları görebiliyorsunuz?

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

2 Cevaplar

  1. love and smile dedi ki:

    Ne kadar samimi paylaşım yapmışsınız..
    Dilerim gönlünüzden geçtiği gibi olur..

  2. İrem Bray dedi ki:

    Yorumunuz ve desteğiniz için çok teşekkür ederim. Bu konudaki paylaşımlarımla hem benzer durumdaki kişilerin varlığı ile ilgili bir farkındalık yaratmayı umuyorum, hem de paylaşmak bu mecburi ayrılıkla başetmemize yardımcı oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir