Öğretmenler ve Ebeveynlere Yeni Eğitim-Öğretim Dönemi İçin Kararlar

Yeni okul dönemi geldi çattı. Bir yaz daha gelip geçti. Rengârenk yapraklar havada uçuşuyor. Çocuklarımız bu yaşı hayatlarında yalnızca bir kez yaşayacaklar. Onları nasıl ve nereye doğru yönlendirdiğimiz hem bugünlerini hem de geleceklerini etkileyecek. Dışsal başarı için gösterdiğimiz gayrete rağmen onlar için en doğrusunun, en iyisinin ne olduğundan hiçbir zaman tam olarak emin olamayız. Burada, size çocuklarınızın hayatını kolaylaştırdığınızı, zorlaştırmadığınızı bilmenin iç rahatlığını yaşatacak bazı karar ve yöntemler paylaşmak istiyorum. Bu kararlar çocuğunuz için dengeli ve başarılı bir hayat yaratma yolunda size rehberlik edecektir.

Blog yazılarımda sık sık orta yoldan söz ediyorum, bu yazıda da yine size dengeyi tutturmaya çalışmanızı önereceğim.

: Çocuklar oynadıkça daha yaratıcı olurlar, böylece zorluklara daha kolay çözüm bulabilirler.

Çocuklar oynadıkça daha yaratıcı olurlar, böylece zorluklara daha kolay çözüm bulabilirler.

Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0) image:David Robert Bliwas

Karar 1: Notlara Değil, Çalışma ve Eğlenme Arasında Sağlıklı Bir Denge Kurmaya Odaklanın

Okuldaki en zeki arkadaşımızın hayatta en mutlu ve en başarılı kişi olamadığını hepimiz görmüşüzdür. Bazen de “hem tembel hem kafasız” denen çocukların ileri yaşlarında en dengeli kişiler olduklarını görmedik mi?

Hayatta başarı alınan teşekkür ve takdirlerle ölçülmüyor. Notların sizi çocuklarınızın yaşına uygun, dengeli bir hayattan fedakârlık edecek kadar hipnotize etmesine izin vermeyin.

Geçen yıl 11 yaşındaki kızımıza ondan iyi notlar almasını değil öğrenmeyi öğrenmesini beklediğimizi söyledik. Okula öğrenmeyi öğrenmek için gitmek kulağa yepyeni bir fikir gibi gelmiyor olabilir ama aslında öyle. Kızımızdan sürekli yüksek performans bekleyerek baskı yapmamaları için öğretmenleriyle özel olarak görüşmek zorunda kaldık. Bu tutumumuz bazı öğretmenler için değerli bir uyarı olduysa da, eğer bizi “konunun uzmanı” olarak görmeseydiler bazı öğretmenler bizi en hafif ifadesiyle “tuhaf insanlar” olarak yaftalayıp hiç dikkate almayabilirlerdi.

Biz, çocuğumuzun öğrenmeye karşı ahlaklı, istekli ve azimli bir tutum sergileyecek becerileri edinmek için yeterince zamanı olmasını istiyorduk. Umudumuz, kızımızın kimseyi memnun etmek için değil, hayatta başarısız olacağından korktuğu için de değil, öğrenmek ve sorumluluk sahibi olmak istediği için çalışan bir öğrenci olması.

Çocuğunuza bu fikri aktarmak isterseniz, sınav sonuçlarıyla fazla ilgilenmemeniz, onun yerine gayret sarf etmenin, çok çalışmanın ve entelektüel merak beslemenin önemini vurgulamanız yerinde olur.

Karar 2: Çiğ, İşlenmemiş Gıdalara Ağırlık Verin

İşlenmemiş ve çiğ gıdalar yemek ailenizin hayatın her alanındaki performansının artmasına katkıda bulunur. Genel olarak daha sağlıklı olursunuz. Zihniniz daha açık olur, büyük resmi daha kolay görebilirsiniz. Enerjiniz zirve yapar.

Tanıdığımız bir aile bize bir gün, çocukları abur cubur yediği halde sağlığının etkilenmediğini söylemişti. Ancak oğulları kış boyunca sık sık hastalanıp günlerce hastanede yatıyordu.

Sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmek sabır ve farkındalık ister. Çocuklarınız üzerinde uzun vadeli etkiniz olmasını istiyorsanız bunları anlatmanız yetmez, örnek olmanız gerekir.

Karar 3: Ailece Uykunuzu İyi Alın

Yeterince uyku alamamanın etkileri çocuğunuzun hayatının hemen hemen her yönünü etkiler. Yorgunluk ve hiperaktivite, konsantrasyon güçlüğü gibi DEHB belirtileri, ve beyin elek gibi geçirgenmişçesine öğrenme güçlüğü yeterince uyumamaktan kaynaklanan sorunlar arasında yer alır. Ancak uykuyu yeterince almanın faydalarını da bilmenizde fayda var:

  • Uyku beyin faaliyetlerini dengeleyerek bellek, öğrenme ve duygusal dengeyi optimize eder.
  • Uyku metabolizmayı düzenleyerek bizi mutlu, canlı, zinde ve öğrenmeye hevesli kılar.
  • Yeterli uyku daha sosyal olmamızı ve daha iyi odaklanabilmemizi sağlar.

 

Karar 4: Dengeli Yaşamda Spor ve Okul Dışı Faaliyetlerin de Yeri Vardır

Arada teneffüsler olsa da sınıfta uzun süre oturmak zorunda kalmak hem kilo hem de davranış sorunlarına yol açar. Anne baba olarak çocuklarınızın ders dışı faaliyetlere katılmasını teşvik etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Bu faaliyetler resim yapmaktan çeşitli sporlara, müzikten satranca kadar çok farklı şeyler olabilir, neyi seçeceği tamamen çocuğunuzun arzusuna bağlıdır. İstedikleri şeylerle ilgilenmek kişiliklerini, sosyal becerilerini, eleştirel düşünme yeteneklerini ve ileri yaşlardaki hayatlarında kendilerine faydalı olacak daha birçok özelliklerini geliştirmelerine yardımcı olur. Örneğin spor yapan bir çocuk sağlıklı rekabet yeteneğini geliştirir.

Bu tip faaliyetlerin çocuğun dikkatini dağıtarak okul başarısını etkileyeceğini düşünen anne babalarla sık sık karşılaşıyorum. Hâlbuki işin aslı öyle değil. Çoğu kez bu faaliyetlerin sonucunda okul başarısı azalmaz, artar. Bunun nedeni çocuğun öz saygısının ve motivasyonunun artması olabilir. Çocuklar kendi seçtikleri farklı faaliyetlere zaman ayırmaları gerektiğinde zaman yönetimini öğrenirler. Okul ve dersler çocukların kendi yaptıkları bir seçim değildir ama bu faaliyetler onlara bir amaç duygusu ve enerji verir, bunun da derslerine faydası olur.

Karar 5: Çocuğunuzun Zamanını Aşırı Doldurmaktan Kaçının

Çocukların görüp öğrendikleri şeyleri düşünmek ve özümsemek için yeterince boş zamana ihtiyacı vardır. Plansız zaman, oyun ve kişisel seçimlerle yaratıcılığın gelişebileceği bir alan oluşturur. Çocuklarımızın yaratıcılığının gelişmesi için zemin hazırlamak çok önemlidir. Hatta daha da ileri gidip bunun okul başarısı kadar önemli olduğunu söylemek istiyorum. Çocuğunuz hayatın iniş çıkışları, belirsizlikleriyle baş edecekse sorun çözmek için yaratıcılığa ihtiyacı olacak demektir.

Çocuklarınızın size ve birbirlerine bağlı olduklarını hissetmeleri için aile olarak zaman geçirmeye ihtiyaçları vardır. Aranızdaki bağları güçlendirmek için yemek saatlerinin, hafta sonlarının ve tatillerin değerini bilmeniz ve tadını çıkarmanız gerekir. Bu da ancak çocuğunuzun hayatında dersler ve kendi seçtikleri faaliyetler arasında bir denge varsa mümkün olur.

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir