Online Danışmanlık Alanların Görüşleri

Son bir yılda yaşadığım değişimi aslında kelimelerle tarif edebilmem mümkün gibi görünmüyor. Ama yine de çalışacağım:  İnsanlara mesafeliydim, kendimi koruma altına almak adına çok fazla sınırlandırmıştım, kendimi bir gün iyi iki gün kötü hissettiğim bir ilişkinin içine hapsolmuştum, sistemli bir biçimde duygusal-psikolojik şiddete maruz kaldığım bu ilişkiyi hayatımın merkezine oturtmuştum, ait olmadığım bir ilişkiler ağının içine sürüklenmiş ve uyum sağlamak için elimden geleni yapmıştım.

Değişimi başlatan şey, çocukluk travmamın ortaya çıkışı oldu. İlk başta bir rahatlama hissettim, hayatımda o ana dek verdiğim kararlara bir anlam verebilmek ve geçmişte her şeyi yerli yerine oturtabilmek son derece rahatlatıcıydı. Ama iş bugüne ve geleceğe gelince, çok çalkantılı bir dönemin de kapısı aralanmış oldu. Pandora’nın kutusu açıldı ve yalnızca yaşatmaya çalıştığım iyilikler, güzellikler değil, bastırmaya çalıştığım kötülükler ve olumsuzluklar da ortalığa saçıldı.

Her şeyi yerli yerine oturtabilmek çaba ve zaman gerektirdi. Kendim üzerimde en fazla çalıştığım bir yılı geride bıraktım. Terapi süreci, Jung (Kırmızı Kitap) toplantıları ve Gurdjieff öğretisi üzerinden Kendini Bilme çalışmaları birbirini tamamladı ve destekledi. Bu süreçte bazen o kadar baş döndürücü bir hızla ilerledim ki, dünyaya o kadar farklı gözlerle bakmaya başladım ki ve kendimi o kadar bulutların üstünde hissettim ki zaman zaman çok güvendiğim kişilere acaba ben doğru yolda mı ilerliyorum, bu kadarı mümkün olabilir mi diye sorular sorma zorunluluğu hissettim. Jung “derinliklerin ruhuna” inenlere bir uyarıda bulunur ve gerektiğinde sizi çekip çıkarabilecek birileriyle iletişim halinde olmayı ihmal etmeyin der. Çevremde bu rolü üstlenebilecek insanlar bulduğum için şanslıydım.

Bu süreçte geçmişimde vedalaşmam gereken ama vedalaşmayı göze alamadığım travmalarımla yüzleştim. Bu travmaların bende bıraktığı izleri gözlemledim. Çevremdeki kişilerle ve olaylarla nasıl özdeşleştiğimi ve kendimi unuttuğumu gördüm. Çevremdeki kişileri mutlu edebilirsem mutlu olabileceğimi, çevremde yaşanan olayları değiştirebilirsem sevgiyi hak edebileceğimi düşünmek gibi son derece tehlikeli bir noktadaydım.

Bütün bunlar aynı zamanda bendeki kahraman arketipini besleyip büyütmüştü. Çocukluğumdaki travma bir ölüme tanıklık etmek ve hayatın seyrini değiştirememek eksenliydi. Hayatın seyrini değiştirmek ve belki de o çocukluk travmasını telafi edebilmek için ne kadar “cesur” kararlar verebildiğimi gördüm. Bunların benim cesaretimden kaynaklanmadığını anladım.

Her şey, terapide çocukluk travmasının ortaya çıkmasıyla başladı ve tam 11 ay sonra Kırmızı Kitap okumalarında Jung’tan bir pasajla yerli yerine oturdu:

“… doğanın insan yaşamını ve gücü çorak çöle nasıl ölçüsüzce serpiştirdiğini biliyorsun. Buna ağıt yakmamalısın, yoksa peygamber olur ve kurtarılamayacak olanı kurtarmaya çalışırsın. DOĞANIN TARLALARINDA İNSANI GÜBRE OLARAK DA KULLANDIĞINI BİLMİYOR MUSUN? Arayanı içeri al ama yanılanları aramaya girişme. Yanılgıları hakkında ne biliyorsun? Belki kutsaldır. Kutsalı rahatsız etmemelisin. Geriye bakma ve hiçbir pişmanlık duyma. Yanında birçoklarının düştüğünü mü görüyorsun? Merhamet mi duyuyorsun? Oysa sen kendi hayatını yaşamalısın çünkü o zaman en azından binde bir kalmış olacak. Ölümü durduramazsın.”

Bu pasaj, senelerce biriken durgun bir gölün önündeki setin kaldırılması gibi bir etki yarattı. 44 yaşımda ilk kez kendi hayatımı yaşamaya başladım.

Kendi hayatımı yaşamaya başladığımda hiçbir zaman olmadığı kadar sevildiğimi hissettim, şu anda hiçbir zaman olmadığı kadar sevgiyle, dostlukla ve muhabbetle çevrelendiğimi görüyorum. İlk kez birine aşık olduğumu, ilk kez birinin bana aşık olduğunu hissediyorum. Birbirimizle tam da bu süreçte karşılaşmamızın çok şey ifade ettiğini düşünüyorum. Bu yolculukta onun yanı sıra birçok yol arkadaşı edinmekten ayrıca mutluluk duyuyorum. Ama en önemli kazanımım kendi kendimi sevmeye başlamak sanırım. Her şey onunla başladı.

Dışarıdan bakıldığında ne gibi değişimler mi yaşadım? Yürüyüşüm değişti, oturuşum-kalkışım değişti, konuşmam değişti, gülüşüm değişti, uykum değişti, rüyalarım değişti.

Bu açıdan bakıldığında benimki kazanımları hayatıma entegre etmek değil, yeni bir hayat kurmak. Geçmişin öğrettiklerini alarak ve geri kalan duygularıyla vedalaşarak. Jung’un dediği gibi geriye bir daha bakmayarak ve pişmanlık duymayarak.

Tüm bunlar her türlü beklentimin ötesinde olduğu için terapi sürecinin beklentilerimin ötesini gerçekleştirdiğini söyleyebilirim. Tek başına terapi olsaydı, tek başına Jung grubu olsaydı veya tek başına Kendini Bilme çalışması olsaydı bu hızda ilerleyebilir miydim bilmiyorum. Hepsinin birbirini lego parçaları gibi tamamladığını düşünüyorum. Terapistimin en büyük farkı, kapsayıcı olması ve bu yolculuk boyunca bana içtenlikle eşlik etmesiydi. Jung’un o pasajını tüm varlığıyla hissedebilen bir terapistim olduğu için şanslıydım.

Zaman zaman, doğaya karışıyorum ve doğa tüm güzelliğiyle karşımda dururken Jung’un o pasajını yüksek sesle okuyorum. Kendi hayatımı yaşamalıyım.

.T… Ekim 2020

Merhabalar, ben İrem BRAY ile kısa bir süre önce tanıştım, danışanı oldum ve uzmanlığından, samimiyetinden çok memnun kaldım. Halen görüşmeye ve danışmaya devam ediyorum. 7,5 yaşında bir oğlum var ve onun bazı okul problemleri nedeni ile çaresizliğe düştüğüm anda İrem Hanımla tanıştım. Kendisi durumumuzla yakından ilgilendi ve tespitleri neticesinde bize ilettiği yönergeleriyle sorunlarımızı yavaş yavaş aşmaya başladığımızı gördüm. Sabır göstermemiz gereken bu süreçte bizim yanımızda olduğu için özellikle fazlasıyla hassas bir anne olarak beni karamsarlıktan çıkarıp doğruya yönelttiği için buradan kendisine sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Emeğinize sağlık…
Didem 8 Aralık 2012

Selam, İrem Hanım ile tanışıklığım tesadüf olmakla beraber zor zamanlarımda başıma gelen en güzel olaydır. İşte bu zor zamanlarda kendisinden almış olduğum profesyonel destek sayesinde eşimle ve sosyal çevremle aşamadığımız sorunları minimize etmeyi öğrendik. Hayat kalitemizi nasıl arttırabileceğimizi öğrendik. Ben kendi adıma sorunlarım olduğu dönemlerde etrafımda kimse olmadığını düşündüğüm zamanlarda ona tutundum ve hatta ihtiyacım oldugu her anda gün ve saat gözetmeksizin yanımda bulabildim. Ben danışandım ama o bana danışmandan çok yakın arkadaş olmuştur. Yani ihtiyacı olan herkese ısrarla tavsiye ederim.
Fü…, 22 Nisan 2010

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir