Çiftler Arasındaki Sınırlar – Çiftler Birbirlerine mi Bakmalılar Aynı Yöne mi?

Seneler önce bir süre birlikte yol yürüdüğümüz eski bir danışanım seanslarımızdan birinde söylediğim bir cümleyi hatırlamış.  Bana bir mesaj atarak konuyu açmamı istemiş.   Konu çiftler birbirlerine mi bakmalı yoksa aynı yöne mi konusu.  Yani kişisel sınırlarımız partnerimiz söz konusu olduğunda nerede başlamalı nerede bitmeli?  Bu önemli konuyu gündeme getirdiği için kendisine çok teşekkür ediyorum.

Birey olarak ta çift olarak ta ilişkiler ağı içinde varoluruz.  İlişkiler nefes almak gibidir, hayatın içinde doğal olarak karşılaştığımız gerilimleri ve kayıpları tamir ederler.  Evlat, ebeveyn, eş, kardeş ve arkadaş rollerinde iyi hissetmeyi başaramadığımızda yalnızlaşır, sorunlar yaşarız; nefes alamıyormuş gibi oksijensiz kalırız.  Hele bu eşimizse dengemiz daha kolay sarsılır.

Çiftler Arasındaki Sınırlar - Çiftler Birbirlerine mi Bakmalılar Aynı Yöne mi?

Çiftler Arasındaki Sınırlar – Çiftler Birbirlerine mi Bakmalılar Aynı Yöne mi?

Çiftler Arasındaki Sınırlar Neden Sorunlu? Nasıl Olmalı?

Peki neden iyi hissetmeyiz?   Bunun başlıca nedeni sınırlarımızın net olmamasıdır.  Değersizlik ve utanç duyguları onaylanma ve sevilme ihtiyacıyla ilgili zorluklarla birleşince sınırlarımız allak bullak olur.  Sınırlarımız istek ve ihtiyaçlarımızın ne kadar farkında olduğumuzla başlar.   Karşımızdaki kişiyle farklı düşündüğümüzde bu istek ve ihtiyaçların ne kadar ve nasıl arkasında durduğumuzla ilgilidir.  Sorunların en temel kaynağı bireysel ve ortak bilinçdışımızla bağımızın kopması ve özümüzden  ilişki kurmayı unutmamızdır.

Varolduğumuz andan itibaren yaşadıklarımızın  etkisiyle özümüzle ilişkimiz zarar görür.  Dolayısıyla biz büyüdükçe özümüzden ilişki kurmayı unuturuz.  Kimi zaman kendimizi saklarız, kimi zaman alınganlaşırız, duyarlılığımız azalır, kaygı ve korkularla ne istediğimizi bilemez hale gelebiliriz.  Bu durum kaçınılmaz olarak eşimizle ilişkimizde sorunlara neden olur.  Bu sorunlar şimdi ortaya çıkmasa bile mutlaka er veya geç kendini gösterir.  Araştırmalar ortalama olarak çiftlerin ihtiyaç duyduktan 6 sene sonra yardım almak için başvurduğunu gösteriyor.

Gerçek ve doyurucu ilişki ancak özümüzden ilişki kurmakla mümkündür.  Sınırlarımızın net olduğu, sağlıklı bir yaşamda, hem birey olarak duygu, istek ve ihtiyaçlarımızı ortaya koyabiliriz hem de ilişkide olduğumuz kişilerin bunu yapmalarına alan açabiliriz.

Çiftler Arasında Sınırlar ve Stan Tatkin’in Sarılma Çalışması

Tüm sevgiye dayalı birlikteliklerde ilişkiler birbirinize bakarak başlar.  Gözünüz başka şeyleri görmek istemez.  Arkadaşlarınızdan uzaklaşabilir, kariyerinizi ikinci plana atabilirsiniz.  Bu durum bir süre sonra değişmelidir.  Çünkü hem tek tek hem de birlikte dış dünyadan beslenmeniz gerekir.  Yani zamanla aynı yöne bakmaya başlarsınız.  Gözlerimizin görüş açısı sağlıklı halimizde oldukça geniştir.  Hem eşimizi yanımızda hissedebilir hem de diğer tarafı ve önümüzü görebiliriz.

Bu arada eşimizle bağımızı korumak için mutlaka fiziksel temas kurmalıyız.  Elele tutuşabiliriz, kol kola girebiliriz ya da omuzuna kolumuzu atabiliriz.  Hayat her zaman düz bir çizgi halinde gitmediği için zaman zaman eşlerden biri diğerinin elini bırakmak zorunda kalabilir.  Böyle durumlarda tutabilen tutmaya devam etmelidir ki, kendisi bırakmak zorunda kaldığında eşi de onunkini tutabilsin.  Ölüm, hastalık, iflas gibi bazı yaşam olayları bakışımızı eşimize çevirmemizi gerektirir.  Bize ihtiyacı olan bu dönemlerde ilk zamanlarda olduğu gibi dikkatimizi ve ilgimizi en çok eşimize yöneltiriz, önceliğimiz onu kollamak olur.

Stan Takin’in Sarılma Çalışması birçok yararları olan, danışanlarıma tavsiye ettiğim bir çalışma.  Sınırlar konusuna da güzel bir örnek oluşturuyor.   Bu çalışmada dışarıdan eve gelen partner eve geldiğinde’ Ben geldim’ diyor.  Diğer partner ne yapıyorsa hemen bırakıyor ve geliyor; tüm vücutları değecek şekilde hiçbirşey söylemeden sarılıyorlar.  Tüm kasları gevşeyinceye kadar sessizce bu şekilde duruyorlar.  Dikkat ederseniz ayrı bir hayatları var bu iki insanın; birbirlerine bakıyor olsalar bunu yapamazlar.

Önümüzdeki hafta sonu Dalyan’da’ Anlamlı Bir Yaşam Ve İlişkiler’ çalışmasına katılanlar  bireysel ve ortak bilinçdışlarıyla bağlarını kurmayı, bebekliklerindeki gibi özlerinden ilişki kurmayı, kendilerini anlamayı, gerçekten duyulmayı, anlaşılmayı ve kabul edilmeyi deneyimleyecekler.  Sağlıklı sınırlar kazanma yolunda çok yol katedecekler.  Siz de katılmak isterseniz bana hemen mesaj atarak kayıt sürecinizi başlatabilirsiniz:  terapi@irembray

Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0) image:Tammy McGary

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir