Ho’oponopono Kendini Arıtma Yöntemi ile Hayatın Tadını Çıkarın

Hayattan zevk almak birçoğumuz için önemli bir meseledir. Birkaç ay önce bir ankette izleyici ve okuyucularım benden bu konuda yazmamı istediklerini söylediler. Bugün sizinle Ho’oponopono yöntemini inceleyeceğiz. Ho’oponopono, Havai halkının kullandığı bir kendini arındırma yöntemi, bu yöntemi Joe Vitale’nin kitabı ‘Zero Limit’ aracılığı ile batı dünyasına tanıtan ve meşhur eden kişi Dr. Ihaleakala Hew Len oldu. Ben de faydalarını değerlendirebilmek için kendimi bu yönteme bırakmaya ve yaşayarak öğrenmeye karar verdim. Başta kuşkuyla yaklaşıyordum. Şimdi ise, birkaç aylık deneyimin ardından, bu öğretinin olumlu yan etkilerinden birinin de hayattan zevk almak olduğunu görüyorum ve Ho’oponopono yöntemini ve kendi deneyimlerimi sizinle paylaşma zamanının geldiğini düşünüyorum.

Kendini Arıtma Yöntemi: Ho'oponopono

Kendini Arıtma Yöntemi: Ho’oponopono

Doktorasını Iowa Üniversitesi’nde yapmış olan Dr. Ihaleakala Hew Len, uzun yıllar Havai Devlet Hastanesi’nin suç işleyen akıl hastaları ile ilgilenen adli biriminde uzman psikolog olarak çalışmış. Hastalarıyla elde ettiği mucizevî sonuçlar çok ilgi çekmiş. Kullandığı yöntemler öyle etkiliymiş ki zamanla yatan hastaların tümü taburcu edilmiş, sonunda 4 yıl içinde birim kapatılmış. Len, kullandığı bu yöntemi, 1982 Kasım’ından beri güncelleştirilmiş Ho’oponopono uygulaması yapan Morrnah Nalamaku Simeona adında yerli bir şifacıdan öğrenmişti.

Konuya, Morrnah Nalamaku Simeona’nın bir sözü ile giriş yapalım: “Geçmiş düşünce, duygu, söz, edim ve eylemlerimizin toplamından ibaret olduğumuzu ve şimdiki hayatımızın ve seçimlerimizin geçmişten gelen bu anı bankasıyla renklendiğini veya gölgelendiğini kabul edebilirsek, o zaman bir düzeltme sürecinin hayatımızı, ailemizi ve toplumumuzu nasıl değiştirebileceğini anlamaya başlarız.”

Bu yaklaşım, hayatı ve ilişkileri anlayışımızla ilgili birkaç varsayım içerir:

  • Fiziksel evren düşüncelerimizin bir gerçekleşmesidir.
  • Düşüncelerimiz çoğu kez kendimize ve atalarımıza ait bilinçli ve bilinçdışı deneyimleri yansıtır. Bu anılar zihinlerimize hükmeder.
  • Bilinçdışı Zihin ve Bilinçli Zihinden oluşan Ruh, yeniden canlanan anılarla ve Esinlerle başkalarının ve başka zamanların deneyimlerini yaşar.
  • İçimizdeki ve dışımızdaki dünya aynıdır. Her şey zihnimizde düşünce olarak vardır.
  • Gerçekliğimizin niteliğini belirleyen düşüncelerimizin niteliğidir. Örneğin, eğer düşüncelerim kaygı doluysa bu düşünceler kaygı dolu bir fiziksel gerçeklik yaratacaktır. Düşüncelerim ilahî esinlerle doluysa, sevgi dolu bir fiziksel gerçeklik yaratacaklardır.
  • Fiziksel evrenimizin nasıl olduğu % 100 bizim sorumluluğumuzdur.
  • Fiziksel gerçekliğimizde hastalık, acı, öfke, yani mutluluktan başka ne varsa düzeltmek % 100 bizim sorumluluğumuzdur.

Sorunun ve Hastalık Kaynağının Tanımlanması

Çoğu kez sorunun çevrede veya bizde olduğunu düşünürüz. “Ah, daha akıllı olsaydım, daha sakin, daha güzel, daha disiplinli olsaydım,” veya, “Ah, eşim daha mutlu olsaydı, daha iyi öğretmenlerim olsaydı, siyasetçiler daha dürüst olsaydı, babam daha anlayışlı olsaydı!” deriz. Liste böyle uzar gider. Şöyle şöyle olsaydı her şey toz pembe olurdu…

Eski Havaililer yapılan her yanlış hareketin insanın kendi içinde hatırlandığına ve sebebin oluşma anında orada bulunan her varlık ve nesnede yansıtıldığına inanırlardı. Atalarımızın günahlarının acısını da bizim çektiğimizi düşünürlerdi. Bu inanışa göre, babanın günahları çocukları etkiler. Bir çocuk hasta olursa nedeni anne babasının kavga etmesi veya güzel davranmamaları olabilir. Toplumsal düzenin bozulması afetlere yol açabilir. Uyum ancak itiraf ve özür dileme yoluyla yeniden sağlanır.

İlk yaratıldığımız andan bu yana her düşüncemiz/anımız, bilinçaltımızda veya içimizdeki Çocukta kayıtlıdır. Bu anı bankası özbenliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Özbenlik, Çocuk/bilinçaltı, Ana/bilinç ve Baba/üstbilinçten oluşur. Yalnızca her birimiz birer birey olarak içimizde kendi içsel ailemizi taşımakla kalmayız, her hücrenin, molekülün ve atomun da kendi iç aileleri vardır. Bu geleneğe göre, tüm sorunlar acı bir anının düşüncesi olarak başlar. Ama sorun düşüncenin kendisi değildir. Sorun Bilinçdışı Zihnimizde yer tutan anıların yarattığı sonuçlardır!

Bilinçli ve Bilinçdışı Anılar Temizlenmek İster

Her saniye, sistemimize milyonlarca bit bilgi ulaşır, bu bilginin yalnızca % 20’sini bilinçli olarak işleyebiliriz. Aynı şey atalarımız için de geçerliydi. Bilimsel araştırmalardan öğrendiğimize göre atalarımızın anıları DNA’mızda taşınmaktadır. Dolayısıyla bilinçdışı zihnimiz farkında bile olmadığımız tonlarca anıyla yüklüdür, bu anıları İçimizdeki Çocuğun taşıdığını söyleyebiliriz. Beden ve dünya, bilinçdışı zihinde yaşar ve yeniden canlanan anılarla ve nadiren de Esinlerle sürekli yeniden var edilirler; yalnızca bu anılar temizlendiğinde Esin, bilincimize ulaşacak bir yol bulabilir.

Ama anıların yeniden canlanmasını kim kontrol eder? Esin bize ne zaman ve nasıl ulaşabilir? Özgür irade üzerine yeni yapılan araştırmalardan kararlarımızı bilinç düzeyinde vermediğimizi öğreniyoruz. Kararlarımızın bilincimiz karar vermeden daha önce verildiği, San Fransisco’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden Professor Benjamin Libet tarafından ispatlandı. Aklınızsa bunun farkında olmuyor,ego-kimliği denilen bir kavram yaratarak kararı kendisinin verdiğini iddia ediyor.

Anlaşılan o ki, kuşaklarca geriye doğru giden bilinçli ve bilinçdışı anıların insafına kalmış durumdayız. Çoğu zaman kendimizi bu kadar yolumuzu kaybetmiş gibi hissetmemize şaşmamalı!

Ho’oponopono ile Temizlenme Nasıl Gerçekleşir?

Bilinçli zihnimiz bu anıların etkilerini düzeltmek için bütün gücüyle çabalar ama pek başarılı olamaz. Diyelim ki fiziksel bir hastalığınız var veya bir durum karşısında korku, kaygı, öfke gibi uç duygular hissediyorsunuz veya konsantrasyon güçlüğü, işlerinizi zamanında yapamama gibi zihinsel zorluklar yaşıyorsunuz ya da yeme veya içki sorunu gibi bağımlılıklardan, hayatınızı bozan saplantı ve zorlantılardan şikayetçisiniz. Bunların İçinizdeki Çocuğun taşıdığı acı anıların etkisi olduğunu biliyoruz. Sorunun içeriğini tam olarak bilemeseniz bile, Ho’oponopono yöntemiyle Kutsal Güç  bu zorlukla ilişkili her şeyin enerjisini arındırabilir.

Bu temizlik şöyle yapılıyor. Diyelim ki çocuğunuz çok ses yaptığı zaman veya eşiniz hassas bir konuda sizi bir türlü anlayamadığında içinizde bir öfke kabardığını hissediyorsunuz:

1) İşe, “Seni seviyorum, öfkem; seni seviyorum İçimdeki Çocuğum” diyerek başlayabilirsiniz. Bu kadar rahatsız edici ve faydasız bir duyguya neden seni seviyorum demeniz gerektiğini düşünebilirsiniz. Çoğu kez kendimize karşı aşırı derecede eleştirici davranırız ve içten içe çoğumuz sevilmeye layık olmadığımıza inanırız. Temizleme eylemi, nesiller boyunca birikmiş olan acıya saygı gösterir. Şuna dikkatinizi çekmek istiyorum; temizleme sorumluluğunu tamamen siz üstleniyorsunuz, bununla birlikte hiçbir şekilde suçlama, yargılama, kınama, yafta yapıştırma, zorlama yok; yalnızca sevgi ve kabullenme var. Bu cümle, şu andaki sonuca yol açan koşulları ve bu “anıları” taşımak zorunda kalan İçinizdeki Çocuğu sevgiyle kabullenmenizin ifadesidir.

Bu sevgi ifadesi, gerçek anlamda, ta atalarımızdan gelen, DNA’mızda kayıtlı bilinçli ve bilinçdışı anıların arınması ve sevgiye dönüşmesi için kapıları açar.

2) Temizliğin bir diğer bölümü, “Özür dilerim. Lütfen bu öfkeye yol açan, bildiğim bilmediğim tüm sebepler için beni affet,” demektir.

Çoğu kez çiftler terapide o ana kadar çözmeyi başaramayıp biriktirdikleri birçok olayı ortaya getirirler. Çift terapisi sırasında terapistin onları dinlemesi, olayları ve birbirlerinin duygularını farklı bir açıdan algılamalarına yardımcı olur. Ancak bu süreç sırasında yaşanan acı ve üzüntüleri düşündüğümde, temizlik bu acı veren etkileşimlerden sonra yola devam etmek için öyle etkili bir yol gibi görünüyor ki!

3) Bu basit temizlik eylemi, “Öfkem ve İçimdeki Çocuğum, temizlik yapmama izin verdiğiniz için size teşekkür ederim,” diyerek tamamlanır. Gerçekte teşekkür etmemizin nedeni böyle düşünce ve duygularla ilişkili enerji boşaldığı zaman kendimizi rahat ve huzurlu hissetmemizdir.

Asıl güzel olan, kendi bilincimizde bir şeyi temizlediğimizde, bu anıyla ilişkili herkesi, her yeri, her nesneyi temizleyip arıtmamızdır. Bunun sonucunda Esine yer açılır, harika çözümler kendiliğinden ortaya çıkar. Açılan yer Sezgi ile dolar, hayatımızın amacını keşfeder, her an olmamız gereken kişi olma yolunda ilerlemeye başlarız. Bir çift olarak, hayallerimizin ötesinde işler başarabiliriz.

Kendimizi temizlemenin dünyayı da iyileştirdiğini görmek hiç zor değil. Aynı şeyi 13. yüzyılda yaşamış düşünür ve şair Mevlana’nın şu sözlerinde de görebiliyoruz: “Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün bilgeyim, kendimi değiştiriyorum.”

Dış dünya, iç dünyamızın bir yansımasıdır. Eğer dünyamızda ayrılık görüyorsak nedeni ayrılığı içimizde taşıyor olmamızdır. İçimizdeki ayrılıkçı düşünceleri boşaltmak istediğimiz zaman ayrılığın artık dünyamıza yansıması gerekmez.

Eğer çocuklarınız, eşiniz, arkadaşlarınız veya toplumunuz hayatlarında ayrılık yaşıyorlarsa, kendi İçsel Ailenize odaklanın. Bu yansımaları dış dünyanıza çeken acaba içinizdeki hangi fikirler? Hayatınıza bu ayrılığı yansıtan düşüncenin ya da düşüncelerin temizlenmek için öne çıkmasını isteyin ve Birlik ve Sevgi ilkesiyle uyuşmayan böyle bir düşünceyi yaşattığınız için af dileyin. Kendi düşüncelerinizi temizlerken bu çalışmanın hayatınızdaki kişileri nasıl etkilediğini de gözlemleyin ve tadını çıkarın.

Bilge Havai yerlilerinin bize öğütlediği şeyleri şöyle özetleyebiliriz:

  • Düşünmeyi bir yana bırakın çünkü düşünmek eşyanın tabiatını anlama çabasıdır, unutmayın, bizim aklımız buna yetmez.
  • İçinizdeki Kutsal Güç’le temasa geçin; kendi ilahi tarafınızla bir çalışma ilişkisi geliştirin.
  • Düşünce, söz, edim ve eylemlerimizdeki hataların temizlenmesini istemeyi öğrenin.
  • Durumun çaba harcamadan ve eziyet çekmeden doğal bir şekilde gelişmesine izin verin.
  • Kendinizi Esine açık tutun.
  • Huzur, denge ve sevgiden zevk alın.

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

9 Cevaplar

  1. Senay Yalcin Artirmak dedi ki:

    Sevgili irem ,calismalarinizi ve paylasimlarinizin kendi icsel dunyamda evet evet Nasilda biliyor evet bu cumleyi nasil soyluyorum kendime yazilari okurken ,insanlik icin verdiginiz askla hizmet insana duydugunuz sevgi nasil anlatayim cok yurekten takdir ediyorum calismalarinizi,ve cok faydasini goruyorum kendi farkindaligimla ortustugu zaman cok mutlu oluyorum ,havaililerle ilgili paylastiginiz temizlik yontemi evet kisa bir sure once bunu icimde farkettim uzun yasanmis ,surecimin icinde ofkeyi Kabul etmek ,ve dedimki ofke ve sevgi birbirinin zitti ama gece ve gunduz gibi birbirini vareden duygular ,insan en cok ofkeyi en cok sevdigine duyarmis ,seni seviyorum ofkem dedigimde ihtiyacim oldugunda bagira bagira aglamamin yuregimdeki pasi Kiri temizledigini hissettigimde hafifledim ,ustune sizin bu yazinizi okuyunca fevkalade tatmin oldum ,sizi tanimis olmaktan cok mutluyum ,ilk defa esiniz stephan bray beni therapist odasina itmisti yardimci therapist olarak icimden nasil mutesekkirim sizlere benim de o terapi odasinda carederde sizlerle bambaska bir dunyayla tanistim ve temizlik surecim baslamis oldu ,sizleri sevgiyle kucakliyorum ,simdi miamideyiz ailemle kizim dortbucuk yasinda kismetse turkiyeye gelecegiz haziranda Ben ogretmenlik gorevime geri donecegim kizim benimle kalacak ,esim bizi ziyaret edicek gelebildigi kadar yanimiza gelicek planimiz kizimizin temelini turkiyede atip ,universiteyi amerikada okumasi insallah bu surec aileme iyilikler getirir ,baba ozlemi cekecegiz evet ,amerikada herzaman sizinleydim sizden aldigim egitim calismalarinin cok faydasini gordum insallah ileride tekrar gorusme ve calisma firsatimiz Olur ,Hersey gonlunuzce olsun sevgi ve saglicakla Kalin .Senay Yalcin Artirmak

  2. İrem Bray dedi ki:

    Sevgili Şenay,
    Eşimle ve öğrencilerimizle birlikte paylaştığımız o keyifli, verimli eğitimlerden bugüne seni duymak, senden, ailenden, yeni hayatından haber almak ne harika bir hediye oldu benim için!
    İletişime geçtiğin için çok teşekkürler. Yolculuğumuz devam ediyor. Yeni yazılarla, yeni duraklarda, yeni ilhamlarda buluşacağız. Sen ve ailen için içsel ve dışsal barış ve huzur diliyorum.

  3. guney dedi ki:

    bu calismayi yaptikca cok uzuntulu ve depresif oluyorum neden acaba?

  4. İrem Bray dedi ki:

    Atalarımızdan bize miras kalan duygu ve deneyimlerimizi kendi yaşam seçimlerimizle birleştirerek hayatımızı yaşarız.,Hooponopono ile ata mirasını arındırdıkça farklı duygular katman katman yüzeye çıkar. Hüzün bu zamana kadar çekilen acıların, geçen zamanın, yapılan hataların hüznü olabilir.

  5. Filiz dedi ki:

    BEN HOOPONOPONO YAPTIKÇA ÖFKE SİNİR HAYAL KIRIKLIĞI AĞRI YAŞIYORUM NİÇİN OLUYO GEÇERMİ ACİL CVP LÜTFEN

  6. İrem Bray dedi ki:

    Merhaba,
    Sitemize gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz.
    Öfke, sinir, hayal kırıklığı, acı, kayıp, korku, tiksinti, utanç, mutsuzluk, umutsuzluk vb.. duyguları yaşamaktan hiç kimse muaf değildir. İnsan olan herkes bu duyguları yaşar. Bu tür ruhsal destekleyici yöntemler de bize bu duyguları yok etme değil tolere edebilme becerisi kazandırır.
    Beklentisiz, koşulsuz ve yeterli düzeyde uyguladığınız tüm ruhsal destek programları size yeni yaşam becerileri kazandıracaktır diye düşünüyorum.
    Sevgiler.

  7. Filiz dedi ki:

    Hooponopono cidden işe yarıyormu

  8. Filiz dedi ki:

    Nasıl uygulanır hopono tam olarak

  9. İrem Bray dedi ki:

    Evet işe yarıyor. Mekanik bir süreç olmadığı İçin sürecin anlamı yaşamın içinde zamanla anlaşılıyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir