Kendinizi Duyurmak İçin Beş Kolay Adım
Kendinizi duyurmak az sayıda kişinin tam olarak çözebildiği bir beceri. Bazı kişilerse çatışmalarda kendilerini duyuramamaları durumunda, anlaşılamamanın getirdiği acıyı yaşamamak için çatışmadan kaçar.
Kendini duyuramayan kişileri iki gruba ayırabiliriz. Birinci grup konuşamayacak kadar utangaç kişilerden oluşur. Bu kişiler eleştirilmekten ve reddedilmekten korkarlar ve bunun farkındadırlar.
İkinci gruptaki kişilerin sesleri çok duyulur, konuşmalarda önemsiz, ön yargılı düşünceleriyle baskın olurlar. Kimse onları gerçekten dinlemez. Bu kişiler reddedilme kaygılarını bastırmışlardır. Bunu yapmakla etkilerinin olmadığı, ciddiye alınmadıkları bir ortam yaratırlar.
Oysa biliyoruz ki çatışmalar sayesinde kendimizi, eşimizi, çocuğumuzu, geniş aile üyelerimizi ve iş arkadaşlarımızı derinden tanıyabiliyoruz. Çatışma, sınırlarımızı, neyin yanında neyin karşısında durduğumuzu tanımlıyor.
İlişki sayesinde birbirimizi etkiliyor ve samimi bağ kuruyoruz. Kendinizi duyurmak, hayatınızı ve ilişkilerinizi çatışmaların getirebileceği armağanlarla zenginleştirmek gerçekten sanıldığı kadar zor değil.
Çatışmalardan Kaçınmanın Bedelleri Ağır
Nedeni ne olursa olsun bir ilişkide kendinizi duyurmak önemsiz ve gereksiz hale gelmişse o ilişkide samimiyet kaybolmuştur. O kişilerden uzak durmak istersiniz. Bu kişi eşiniz ve çocuğunuz ise ruh sağlığı sorunları yaşayabilirsiniz.
Samimiyet olmayan ilişkilerinizin sayısı arttıkça kendinizi duyurmak gündeminizden çıkar, kendinizi de dinlemeyi bırakır iç sesinizi bile unutursunuz. Bir sure sonra ne istediğinizi nelerden hoşlandığınızı, tercihlerinizi bilemez hale gelirsiniz. Hayatınızı sadece alışkanlıklar, sizden beklenenler ve çeşitli rollerinizin gereklilikleri üzerinden yürütürsünüz.
Hayattan zevk almamaya başlarsınız. Siz farketmeden bağımlılıklar depresyona karşı uyuşturucunuz olurlar.
İletişimde Bilinçdışı Etkiler
Her iletişim önce kendimizle başlar. Savunma mekanizmalarınız nedeniyle kendinize dürüst olamadığınızda gerçek duygu ve düşüncelerinizi bilinçdışınız her şekilde ifade eder. Örneğin çok mutlu olduğunuzu düşünüp söylerken ses tonunuz ve yüz ifadeniz hiç te mutlu olmadığınızı belli edebilir.
Söylediğiniz ve yaptığınız birbirinin zıttı olduğunda yakın çevreniz sizinle ilişki kurmakta çok zorlanır. Etrafınızdakiler hangi ifadenize cevap vereceklerini bilemezler. Gereğinden fazla çiftin kavgaları bu tür bilinç dışı iletişimler nedeniyle tıkanır.
Hepimizde bu veya benzeri savunma mekanizmaları, yani kendimizin farkında olmadığımız kör noktalarımız var.
Kendinizi Duyurmak Bir İletişim Becerisi
Kendinizi duyurmak için iletişimde bu bilinçdışı etkilerin varlığını hatırlamanız çok önemli. Çünkü tehdit altında hissettiğinizde sürüngen beyninizin ‘kaç, don veya savaş’ ile sınırlı tepkilerini ancak bu bilgi sayesinde kontrol edebilir, davranış repertuarınızı genişletebilirsiniz.
Bu durumu bir bilgisayar programını kaldırmadan yerine daha etkili bir program yazmaya benzetebiliriz. Her an düşüncelerimizi çeşitli alternatifler arasından seçerek kendimizi programlıyoruz.
Sürüngen beyninizin otomatik tepkilerini kontrol etmenizi sağlayan düşünceler seçmek gerçekten mümkün!
Kendinizi duyurmak için gerekli bilgi ve becerilere şimdiden sahipsiniz. İşte bu sürecin adımları:
- Kendinizi duyurma ihtiyacı hissettiğiniz anda harekete geçmeden önce kendinizi dinleyin. Bu duyulma ihtiyacı kaynaklarını nerelerden alıyor? Ne kadarı kendinizi duyurmak istediğiniz kişi ile, ne kadarı başkalarının beklentileriyle ilgili? Etkili bir şekilde iletişim kurabilmenin size kendinizle ilgili ne tür bir farkındalık armağanı olabilir?
- Harekete geçmeden önce ikinci adım, ilgili kişiyi dinlemek. Karşınızda değilse bile sözlerini zihninizde döndürün ve anlamaya odaklanın.
- Şimdi bu kişiyi gerçekten anladığınızı kontrol etmelisiniz. Ona onun cümlelerini kendi anladığınız şekilde, ama yorum katmadan ifade edip ‘Doğru anlamış mıyım?’ diye soracaksınız. Cevap hayırsa dinleyip süreci evet cevabı alana kadar devam ettireceksiniz. Evet cevabını aldığınızda ‘Eklemek istediğin başka birşey var mı?’ sorusunu soracaksınız.
- Bu süreci eklemek istediği birşey kalmayana kadar devam ettirdiğinizde karşınızda kendisi hakkında farkındalığı artmış, onaylanmasa bile duyulduğunu ve anlaşıldığını hissetmiş sakin bir kişi olabilir.
- Kendinizi duyurmak istediğiniz kişi artık sizi duymaya daha yakındır. Kendinizi duyurmak istediğiniz konuyu ifade ederken şunlara dikkat edeceksiniz;
- Sizi rahatsız eden başka konularla karıştırmadan, sadece o konuya odaklanın.
- Karşınızdaki kişiyi suçlayıp yargılamadığınızdan emin olun.
- Kendi duygularınızı, içinizdeki kırılıganlığı ortaya koyun.
- Çözüm odaklı bir şekilde ifade ettiğinizden emin olun.
Bu şekilde kendinizi duyurmak yapıcı eleştiri olarak ta tanımlanabilir. Şikayetsizlik kültürünün en önemli araçlarından biridir. John Gottman ve ekibinin araştırmaları çatışmalara yıkıcı eleştiri ile yaklaşan çiftlerin boşanma olasılığının %90’ları geçtiğini gösteriyor. Bu yöntemi sadece eşinizle değil tüm ilişkilerinizde kullanabilirsiniz.
Bu yöntemle ilgili duygu, düşünce ve deneyimlerinizi okumayı merakla bekliyorum.
Attribution-ShareAlike 2.0 Generic (CC BY-SA 2.0)image:Kurt Bauschardt
Bu videonun ses kaydını buradan dinleyebilirsiniz.
Yine dopdolu yine etkileyici satırlar.Her cümleden çıkarılabilecek onlarca mana.
Sevgili Arzu,
Varlığın, desteğin ve geri bildirimin için çok teşekkürler!
Senin ki satırların arasını okuyabilmek,
kelimelerin enerjisini hissedebilmek gibi; anlaşılmak üretme /yaratım enerjimi arttırıyor.
Kendinizi duyurma ihtiyacı hissettiğiniz anda ne yapmam gerektiği ve çatışmalardan kaçmadan ama çatışmadan zarar görmeden yaşamak için bir referans oldu.
Çatışmasız hayat geçmeyeceğini bu konuda kırılganlıklarımın sorun üretmekten başka işe yaramadığını sayenizde farkettim.
Kendine aşırı güvenen ve bir şekilde gücü elinden tutanlarla karşı karşıya geldiğinizde gerçekten çatışmada kendinizi yönetmek güç oluyor, bunu kişiselleşen bir mücadele değil iletişimin kalitesi artırıldığında giderilen bir basit sorun gibi algılamak sanırım benim için daha iyi bir metod olacak çok etkili katkılarınızdan dolayı teşekkürler.
Ercan Bey,
Geri bildiriminiz için çok teşekkürler.
Kişisel almamak, esnek olmak, merkezimizde kalmak,
içsel sınırlarımızda net olmak aslında bir süre sonra
duyulma ihtiyacınızda bir rahatlamaya da yardımcı olur.
Duyulma ihtiyacı azalınca duyulmak daha kolaylaşır:)
Ben kendimi devamlı başkalarının düşüncelerini okurken buluyorum. Çoğu zaman da onların yerine de kendimi eleştiriyorum. Onları anlamaya çalışırken çok mu ileri gittim, çok mu eleştirildim, nasıl oldu böyle çözemedim. Bunun beni ne kadar yorduğunu farkettim.
Emine Hanım,
Yazdıklarınızdan kendilik tanımınızı başkaları üzerinden yapabiliyor olacağınızı hissettim. Yani başkalarının sizin hakkınızdaki duygu ve düşünceleri size zarar verecek kadar önemli; kendi kendinizi fazlaca eleştirmeniz Haşimoto gibi immün sistem hastalıklara alan açar. Bütün olma, büyüme yolculuğunuzda benlik değerinizi yükseltmek için kendinizi merkeze koyduğunuz ilişkiler kurmayı düşünebilirsiniz.Bir ruh sağlığı uzmanıyla çalışmak ta size yardımcı olacaktır.
Sevgilerimle
İrem