Babaların Sorunu
Çocukların gelişiminde ve eğitiminde baba faktörü o kadar önemli ki babaların sorunu konusuna nasıl yaklaşsam da babalara ulaşabilsem diye düşünmekten bir türlü ilk adımı atamadım. Bu sabah hiç planlamamışken içimden geldiği gibi yazmaya karar verdim. Babaların niyetleri iyi ama uygulamada ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bilmeyince ne yaparsınız? Öğrenmeye çalışırsınız değil mi? Ama erkekler böyle yapmıyor. Çoğunlukla dünya işleri dışında herhangi bir konuda bilgisiz veya beceriksiz olmayı kabul etmiyorlar, erkeklik algılarına dokunuyor galiba… Doğuştan her konuda etkin ve yetkin olmak istiyorlar. Kim istemez ki! Böylece kendilerini geliştirmek yerine öğrenecek bir şey yokmuş gibi davranıp para kazanmaya, ailelerine iyi bir standart sağlamaya odaklanıyorlar.
‘Ben babam gibi bir baba olmayacağım’ diye heyecanla ebeveynlik yolculuğuna başlayıp çocuğu ile oynamayı, onun seviyesine inip konuşmayı bilmeyen babalarla dolu toplumumuz. Çocuğunun keyfine varamayan baba ise eşini paylaşmaktan, sosyal hayatlarının sınırlanmasından dolayı içten içe çocuğuna kızıyor. Kendi babası gibi olmamaya çalışsa da ona benzediği davranışlarını yakalıyor. Sevgilerini gösteremeden aşırı sertlikle aşırı serbestlik arasında gidip geliyor babalar. İyi bir baba modelini yaşamadıkları için bilmiyorlar. İşte bir kısır döngü böylece devam edip gidiyor.
Çocuklara güvenli bir ortam yaratıp zaman ayırdığımızda bizi kendi dünyalarına alıp götürüyorlar zaten. Anı yaşamaya, dünyayı onların gözünden görmeye, önceliklerinin basitliğine kendimizi bıraktığımızda hem yenileniyoruz hem de ufkumuz genişliyor beklenmedik bir şekilde. Ve çocuğumuz üzerinde etkimiz artıyor, bizimle konuşur oluyor, yönünü belirlemek için bize danışır oluyor.
Babalar korumak istiyorlar çocuklarını dış dünyanın acımasızlığından, içleri burkuluyor biricik yavrularının kurtlar sofrasında başlarına gelebileceklerden… Bunu nasıl yapacaklarını bilmedikleri için korkutuyorlar, eleştiriyorlar, çocukluklarını yaşatmıyorlar, yaşının üzerinde beklentiler içine giriyorlar. Tam tersinin olmasını isterken kendine güvenini yok ediyorlar çocuklarının, eziyorlar. Çünkü nasıl yol gösterici olacaklarını bilmiyorlar.
Çocuğunun arkasında yanında durmalı baba. Çocuğu hayat yolunu çizerken ona suflörlük yapmak, düşerse tutmak için. Tüm babaları babalık becerilerini gözden geçirmeye, geliştirmek istemeye davet ediyorum.
Aşağıdaki yorum bölümüne düşüncelerinizi, deneyimlerinizi, soru ve geri bildirimlerinizi yazın. Hepsini mutlaka okuyorum ve geri dönüyorum.
Fotoğraf: Melanie Feuerer
Creatve Commons Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0) via Flickr
Değerli bilgileriniz için öncelikle çok teşekkür ederim. Soluksuz okuyorum bütün yazılarınızı çünkü her biri çok değerli.
Ben Baba değilim Anne de değilim. Bir evlat ve Teyzeyim. Değindiğiniz ayrıntılar bence çok değerli, çünkü aksinin çocukların hayatını nası olumsuz etkilediğini ben de üzülerek yaşıyorum. Çocuğuna, söylediğinizin aksine, baskıcı ve yönlendirici tavırlar sergileyen bir babaya karşı Çocuk” ben babamın beni sevmediğini biliyorum” demesine rağmen, onun yokluğunda kendini kontrol edemeyişi ile nasıl başa çıkılır daha doğrusu baba değişemiyorsa çocuğa nasıl yardım edilebilir? Bunun yolu var mı? Baba varken belki de biraz korku biraz da babaya kendini kabul ettirme isteği karşısında sakin bir çocuk baba yokken kontrol edilemiyor. 12 Yaşında bir çocuk bu.
Sevgili Fatma, bu önemli sorun için teşekkürler. 12 yaşında bir çocuk ergenliğin başında sayılır, algı ve kavrayış açısından ebeveynlerini geçmişleri çerçevesinde anlayabilir. Birlikte, babasının sevme ve sevgisini gösterebilme becerisinin kendi babasından gördüğü ilgi ve sevgiyle bağını kurabilirsiniz. Bu onu biraz rahatlatır. Kendini kontrol edebilmek için babasının fiziksel varlığına ihtiyaç duyması onun için çok sınırlayıcı. Kendi değerlerini oluşturmasını, doğru ve yanlış hakkında kişisel görüşlerini geliştirmesini desteklemek bu çocuk için yapılabilecek en değerli katkı olur diye düşünüyorum. Hiçbir çocuğun hayatındaki tüm yetişkinler yeterince iyi olmuyor; bu koşulları kabul edip onun hayatında fark yaratan yetişkinlerden olabilirsin. Eksikler hep olur, kaynaklara odaklanmak zenginleştirir.
Cok guzel bir yaziydi Irem. Tesekkurler
Desteğin için teşekküürler sevgili Gökhan.