Çocuklarda Kıskançlık, Öfke ve İmrenme

Bugün beraberce çocuklarda görülen kıskançlık, öfke ve imrenme üzerine düşünelim, böylece bu duygular sizin çocuklarınızda ortaya çıktığında veya sizi etkilediğinde ne yapabileceğinizi daha kolay anlayabilirsiniz.Çoğu kez böyle duygulardan olumsuz bir şekilde bahsederiz, öyle değil mi? Merve kardeşi Özlem’e karşı kıskançlık gösterdiğinde anne babasının “Kardeş kıskanılmaz,” dediklerini duyarız. Özlem öfkeyle Merve’yle kavga ettiğinde başlarındaki büyük çoğu kez, “Ablana karşı saygılı ol,” der. Yetişkinlerin çocuklarla ve ergenlerle konuşurken sık sık kullandığı bir başka söz de “Kendinden utan”dır. Bunları söylememizin nedeni bizim de çocukken böyle görmüş olmamız ve dolayısıyla çocukluktaki duygularımızı doğru bir şekilde değerlendirme ve işleme fırsatı bulamamış olmamızdır.

Çocuklarınızda kıskançlık,  öfke ve imrenme sizi  etkilediğinde ne yapabileceğinizi  bilmek sizi rahatlatacak

Çocuklarınızda kıskançlık,öfke ve imrenme sizi etkilediğinde ne yapabileceğinizi bilmek sizi rahatlatacak

Generic (CC BY 2.0) image:Luis Marina

Bebeğiniz doğduğunda tohumların büyüyüp ağaca dönüşmesi gibi içinde büyüme potansiyeli vardır. İhtiyacı olan tek şey kendisi için iyi toprak, güneş ve suyun dengi olan şeyler ve yeterince güçleninceye kadar korunup bakılmaktır. Kıskançlık ve öfke normal, sağlıklı duygulardır. Sağlıklı çocuklar kıskançlık duyguları hakkında konuşmayı er geç başarırlar ve bu sayede de kabullenmeyi öğrenirler. İşte bu, başarılı gelişmeyi gösterir. Sosyal hayatımızda bazen bize imrenen, bazen de bizim imrendiğimiz kişilerle karşılaşırız. Aramızdan yalnızca çocukken başarılı gelişme imkanı bulmuş olanlarımız böyle durumlarla rahatça başa çıkmayı başarır.

Kıskançlık Doğaldır

Kıskançlık,  çocuğun sevme ve bağlanma kapasitesinden kaynaklanır. Çocuklar o kadar sevilmek isterler ki ilgi odağı kardeşleri olduğunda kıskançlık duyabilirler. Annelerini o kadar severler ki onun bütün dünyası olmak isterler, annelerinin zamanını ve enerjisini onlardan alan her şeyi kıskanırlar.

Acaba çok hızlı mı gidiyorum, fazla basitleştiriyor olabilir miyim? Birkaç adım geri dönelim de size bebeklerin hayatında kıskançlık duyguları başlamadan önceki olayları anlatayım.

Bebeklik döneminde besin, anne ve annenin sağladığı rahatlık tamamen bebeğin birer parçasıdır, en azından bebeğiniz öyle algılar. Her şey kendiliğinden oluyor gibidir ve bebeğiniz yalnızca bunu bilir. 15 ay civarında bebekler sevdikleri nesne veya kişinin dış dünyanın bir parçası olduğunu fark etmeye başlarlar. Bu da sevdikleri şeyleri ellerinde tutma veya kaybetme olasılıkları olduğu anlamına gelir. İşte bu aşama, çok sevdikleri oyuncaklarına yönelik bir tehdit olduğunda üzüntü hissetmeye ve oyuncaklarına inatla yapışmaya başladıkları aşamadır. Annenin ilgisini bölen şeylerin çocuklarda had safhada nefret ve kıskançlık uyandırması ancak bu dönemden sonra başlar. Kıskanılan şey ya da kişi bir kardeş de olabilir, iş veya bir kitap da. İşte çocuklar bu aşamada bir süreliğine olduklarından daha küçük gibi davranarak bir zamanlar işe yaramış ve istedikleri şeyi elde etmelerini sağlamış davranışları kullanmayı deneyebilirler. Emzirilmek veya biberonla beslenmek isteyebilirler, tekrar bezlenmeye dönmek isteyebilirler. Aslında ihtiyaç duydukları şey, ayrı bir varlık olduklarının farkında olmadıkları günlerdeki gibi sevildiklerini, önemsendiklerini, güvende olduklarını hissetmektir.

Kıskançlık Doğru Yaklaşıldığında Geçer

Biraz anlayış ve doğru yaklaşımla kıskançlık genellikle zamanla yok olur. Kıskanan çocuklarınızın müthiş bir sıkışma yaşadığını anlamalısınız; kıskanan çocuk aynı anda hem sevgi hem de nefret duyguları hissetmektedir. Bir yandan yeni bebeği ve annelerini severler, bir yandan da her ikisinden de nefret ederler ve büyük bir öfkeye kapılırlar. Bu aşırı duygulardan bunalırlar, duygularının birazını dışarı vururlar, bağırabilirler, vurabilirler, tekmeler savurabilir veya bir şeyleri fırlatabilirler. Annelerinin sevgisi de yeni bebek de bu hareketlerden, bu şiddetli duygu patlamalarından zarar görmeyince çocuklar gerçekle hayal arasındaki farkı öğrenirler. Bir şeye hayallerinde zarar vermenin, bir şeyden hayalî olarak nefret etmenin zararsız olduğunu fark ederler. Bunu fark etmeleri sayesinde bebeği ve annelerini sevmeye devam ederken kafalarının içinde zarar verdiklerini hayal edebilirler. Bu aşamada çocukların üzgün göründüğünü fark edebilirsiniz çünkü birbiriyle çelişen duygularını anlamlandırmaya ve işlemeye çabalıyorlardır.

Yıkıcı hayallerinde bebeği ve annelerini bir oyuncak veya bir hayvan gibi başka nesnelerle temsil edebilmeyi keşfettiklerinde biraz daha rahatlarlar. Nefretlerini hayal dünyasında ifade ederek içlerini dökünce gerçek bir hareket yapma ihtiyaçları azalır, böylece çocuk sorumluluk duygusu geliştirecek zaman ve fırsat bulmuş olur. İşte oyun bu nedenle çocuğun duygusal gelişimi için bu kadar değerlidir.

Kıskançlığın geçmesinin diğer nedeni de çocukların kendilerine bakan kişilerle tatmin edici deneyimler yaşamasıdır. Bu deneyimler biriktikçe; iyi bakılıyor olmakla, yıkanmakla, aradıkları nesneleri aradıkları zaman aradıkları yerde bulabilmekle, özellikle beslenmeyle ilgili olumlu olaylarla ilgili anılar çocuğun içsel bir kuvvet oluşturmasını sağlar. Dolayısıyla çocuklarınıza tutarlı bir şekilde iyi bakarak, fidanlarınızın büyümesi için iyi toprak, güneş ve su sağlamış olursunuz. Zamanla kıskançlık çocuklarınız için bir kaldıraç haline gelir, hayatta ölçülü bir rekabet hissine ve bazen de sağlıklı bir hırsa dönüşür.

Bir yetişkin “kıskanç” bir insan olarak görüldüğünde farkında olmadan çevresindeki diğer insanları kıskançlığını uyandıracak şekilde davranmaya iter. Ayrıca çocukken, başında duygularını onunla birlikte yönetebilecek sağlam tavırlı ama duyarlı büyükler varken açıkça kıskanma, öfkelenme ve saldırganca davranışlar gösterme fırsatı bulamadığını da tahmin edebilirsiniz.

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir