Anda Kalarak Kaygınızı Azaltın

Kendinizi çoğunlukla geçmişi düşünürken bulduğunuz olur mu? Ya da bir saat sonrasını, bir hafta sonrasını, on yıl sonrasını düşünürken. Bu yazıda ‘anda kalarak kaygınızı azaltın’ derken bunun nasıl mümkün olacağını okuyacaksınız.

Çoğu insan sık sık geçmişi ve geleceği düşünür. Bu, hayatımızı daha derli toplu yaşamamıza katkı sağlar, bizi amaçsızlıktan korur.

Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da dengeyi sağlamak önemlidir. Aksi takdirde geçmişin pişmanlıkları, hüzünleri ve gelecek kaygısı anı yaşamamıza engel olabilir.

Farkında İsek Değişim Daha Kolay

Anın farkında olmamak, anda kalamamak aslında yaşamak yerine yaşıyor taklidi yapmak gibi bir şeydir. Yaşarken yaşamıyor olmak, hayatımızın elimizden kaydığı duygusu ile birlikte ciddi bir kaygı sorunu oluşturabilir.

Şimdi bu cümleyi tersten okuyalım; hayatımızı doya doya yaşamak duygusu ile kaygınızı azaltın.

Peki anda kalmaya  çalışmak için, en azından bunu deneyimlemeyi öğrenmek için neler yapabilirsiniz?

Tasavvufi bir bakış açısıyla geçmiş ve geleceğin iç içe geçtiğini düşünürsek anda kalmak aslında olmuş olana ve olacak olana şahitlik etmek gibidir diyebiliriz. Anda kalarak kaygınızı azaltın.

Kendinize sorular sorun

Kendinize sorular sorarak kaygınızı azaltın:

*’Şu anda, tam da şu anda ben neredeyim, kimlerleyim, ne yapıyorum, nasıl hissediyorum?’ sorularını kendinize sorabilirsiniz. Bu sorulara verdiğiniz cevaplar, içinde bulunduğunuz anın farkındalığını artıracaktır.

*Aklınızdan hangi düşünceler geçiyor?

Bu düşünceler geçmişe mi ait, yoksa geleceğe mi? Olumlular mı yoksa olumsuzlar mı? Düşüncelerinizin farkında olmak sizi şaşırtıp sizi ana getirebilir.

*Düşüncelerinizin farkında olmak bedeninizde ne gibi değişimlere neden oluyor? Örneğin bir yıl sonraki sınavı düşündüğünüzü fark ettiğinizde boyun kaslarınız nasıl etkileniyor?

*Düşüncelerinizin ve bedeninizin farkına vardıktan sonra düşüncelerinizi ait oldukları yere gönderin; geçmişe ya da geleceğe.

*Tasavvufi bir bakış açısıyla geçmiş ve geleceğin iç içe geçtiğini düşünürsek anda kalmak aslında olmuş olana ve olacak olana şahitlik etmek gibidir diyebiliriz.

Sizce bu şahitlikte neyi ne kadar kontrol edebilirsiniz?

Tek bir nefes alırken burnumuzdan içeri çektiğimiz havanın ötesinde başka neyi takip edebiliriz? Akciğerlerinizin alveollerinde gerçekleşen oksijen/ karbondioksit değişiminin ne kadarından haberdar olabilirsiniz?

*Sizi ve diğer her şeyi sarıp sarmalayan ilahi sistemi hatırlayın ve o sistemin önünüze koyduklarına bakın, onlarla ilgilenin, mesajlarını anlamaya çalışın.

İlahi bir sistem işliyor diye bizim hiçbir şey yapmamıza gerek yok demiyorum. O sistemin bir parçası olarak bize şu anda geleni kabul edip onun sorumluluğunu alabilmekten bahsediyorum.

Elinizden gelenin en iyisine odaklanın

Diyelim ki misafirleriniz için enfes bir ziyaret sofrası hazırlamak istiyorsunuz. Size düşen görev sadece patlıcanları soymak ve dilimlemek olsa patlıcan musakkanın tuzundan biberinden ne kadar sorumlu olursunuz?

Patlıcanları elinizden gelenin en iyisini yapmaya  odaklanarak dilimlemek anda kalmanın huzurunu hediye ederken, sofranın son haline dair kaygıları da eritecektir.

Hayatın her anının kıymetini bilmek niyetiyle.

Sistemik Aile Danışmanı Arzu Sevgi

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir