Çok Mu Meşgulsünüz?

Siz de çok mu meşgulsünüz? Günümüzün en büyük sorunlarından biri çok meşgul olmak. “Nasılsın?” sorusuna “Meşgulüm,” diye cevap vermek yaygınlaştı. Bu ifade yalnızca dilimize yapışmakla kalmadı, aynı zamanda çok da havalı bir şey gibi algılanır oldu.

Çok Mu Meşgulsünüz?

Hayatınızı daha anlamlı kılan şey yaptığınız anlamlı şeylerin sayısı değil bunları ne kadar iyi yaptığınızdır.

Çok Meşgul Olmanın Bedeli

Çok meşgul olduğunuz zaman meşguliyetinizde kaybolursunuz. Sizin için asıl önemli olan nedir diye durup düşünmeye hiç zaman ayırmazsınız. Siz de çok mu meşgulsünüz? O zaman meşgul olmanın ödenmesi kaçınılmaz bedellerine bakalım:

  • Size kendinizi canlı hissettiren şeyin ne olduğunu bilmemeniz, hayatınızın değerlerinizle uyumlu olmaması anlamına gelir. Siz meşguliyet perdesi arkasına saklanmaya devam ederken hayatınız öylece geçip gider.
  • Hayatın tadını çıkaracak zamanınız olmaz.
  • Çocuklarınız, sizinle birlikte oldukları, akılda kalacak mutlu anıları olmadan büyürler.
  • Zamanla, bir olasılık olarak kaderinizde olan keyifli hayatı yaşamamanın stresi acı veren hastalıklara neden olur, bu hastalıklar kronik hale gelir.
  • Kendiniz dâhil hiç kimseyle insanca ilişki kuracak, diğer yaşam olasılıklarını hayal edip keşfedecek zaman bulamazsınız.

Çok Meşgul Olmak Nasıl Geride Bırakılır

İşin aslı, bizden zaman ayırmamızı bekleyen şeylerin sayısı giderek artıyor, ilgimizi çekip bizi baştan çıkaran şeyler çoğalıyor. Kendimizi bir şeyler yapmaya daha çok, “olmaya” daha az zaman ayırmak zorundaymışız gibi hissediyoruz. Özellikle akıllı telefonlarla birlikte ayırabileceğimiz zamandan daha fazla şey yapma baskısı hayatımızın neredeyse kanıksadığımız bir parçası oldu.

Bütün bunlar insana fazla gelebiliyor.

Bunu bildiğiniz zaman, enerjinizi odaklamanız gereken en anlamlı seçenekleri belirleyebilirsiniz. Bir sonraki adım da bu seçeneklere odaklanmayı başarmaktır. Tabii ki bir yanınız size cazip gelen diğer şeyleri yapmayı isteyecektir! Sonuçta, ya kafası kesilmiş tavuk gibi oradan oraya koşturarak yaşar, yeni olanakları erteler, önemli kararları sonraki bir zamana bırakırsınız ya da odaklanırsınız.

Hayatınızı daha anlamlı kılan şey yaptığınız anlamlı şeylerin sayısı değil, bunları ne kadar iyi yaptığınızdır.

Çok meşgul olma hali bir virüs gibi; bu virüse dirençli olmak için hayatınızda neler yapabilirsiniz? İşte bazı öneriler:

  • Meşgul olmanın bir seçim olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
  • “Meşgulüm” sözünü günlük konuşma dilinizden çıkarın.
  • Meşgul olmanın gurur duyulacak bir şey değil bir sorun olduğunun farkına varın.
  • Önceliklerinizi belirleyin.
  • Seçim yapın, hoşunuza giden şeyler bile olsa önemi düşük şeylerden vaz geçin. Gene geldik hayır diyebilmeye!
  • Gerçekten önem taşıyan şeyler için zaman ayırın.
  • İşlerinizin bir kısmını başkasına devredin.
  • İşlerinizi halledip bitirmek için sistemler oluşturun.
  • Yapılacak işler listenizi kısaltıp en önemli üç maddeye indirin.

Çok meşgul olmak, tehlikeli bir varoluş şekli. Bu alışkanlığı hayatımızdan çıkarmamız gerek. Batı kültürünün yücelttiği ama sunamadığı başarıyı yakalamak için, sürekli meşgul olma haline kendimizi kaptırmayı bırakarak enerjimizi yeni bir düzen oluşturmaya verebiliriz.

Yazımı, meşguliyet zırhımızı sırtımızdan atma daveti içimize işleyecek harika bir şiirle bitiriyorum:

Al İpekli

Naomi Shihab Nye, 1952

Eskiden Araplarda bir söz vardı
Kapında bir yabancı belirdiğinde
Onu üç gün boyunca besle

Ona kim olduğunu, nereden geldiğini
Nereye gittiğini sormadan önce
Üç gün ağırla
Böylece yanıt verecek
Gücü olur.
Ya da o zamana kadar
Öyle iyi arkadaş olmuşssunuzdur ki
Umurunda olmaz.

Hadi buna geri dönelim.
Pilav? Çam fıstığı?
Buyur, sırma işli, al ipekli yastığa yaslan.
Çocuğum atına su versin.

Hayır, sen geldiğinde meşgul değildim!
Meşgul olmak için hazırlanmıyordum.
Meşgul görünmek,
Herkesin hayatta bir amacı varmış gibi yapmak için
Giydiği bir zırh.

Ben sahiplenilmeyi reddediyorum.
Tabağın seni bekliyor.
Çayına taze nane kesip atalım.

Attribution-ShareAlike 2.0 Generic (CC BY-SA 2.0)image:grrsh

Bu videonun ses kaydını buradan dinleyebilirsiniz.

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir