Sorun Yaşayan Çocuklar ve Aile Terapisi

Aile hayatı hem basittir, hem karmaşık. Bir yandan çocuk büyütürken, bir yandan da maddi kaynak sağlamamız, buna ek olarak ta kendimize iyi bakıp sağlığımızı korumamız gerekir. Bunları yaparken eğlenmek de önemlidir. Her şey yolunda gittiğinde, kendimizi cennette gibi hissederiz.

Fakat kimi zaman hayat olayları, kendi geçmişimizden gelen zorluklar, hastalıklar, sosyal baskılar ve diğer etkenler, tatmin edici bir hayatın huzurlu akışını bozabilir.  Bu yazımda, çocukların sorun yaşamalarının nedenleri ve sizin bu konuda yapabilecekleriniz üzerine odaklanıyorum.

Aile ve Çocuk

Çocukların evde olup bitenleri duygusal olarak anlaması, sözel olarak ifade edebilmelerinden çok daha önce gerçekleşir. Bazen biz duygularımızı; örneğin eşimize karşı öfkemizi, sevdiğimiz birinin ölümünden ötürü duyduğumuz acıyı ya da tek başına bir anne ya da baba olarak idare etmeye çalışırken yaşadığımız yetersizlik hissini çocuklarımızdan saklamaya çalışsak da, çocuklar büyüklerin yaşadığı bu sıkıntıları hissedebilirler. Böyle durumlarda iki farklı şekilde tepki verebilirler.

Korumacı bir şekilde tepki verdiklerinde, acınızı hissetmiyormuş gibi davranır ve sizi neşelendirmeye çalışırlar.

Bazı çocuklar ise anne-babalarının duygularını saklamaya çalışmasını samimiyetsizlik olarak algılar, güven duyguları sarsılır ve isyan ederek bu üzüntüyü dağıtmaya çalışırlar. Kendilerini direk olarak ifade edemedikleri için davranışları ile bu duygularını ortaya koyarlar.  Söz dinlemezler, yasak olan şeyleri yapmak isterler.  Tabii bu durum hayatı herkes için daha da zorlaştırır ama çocuğun ihtiyacı dürüstçe duygularınızı ortaya koymanızdır.

Ben insanın çocuğuna verebileceği en güzel hediyenin, kendisinin sağlıklı, mutlu ve hayattan tatmin olmuş bir birey olması olduğuna inanıyorum.

Çocuklar da hepimiz gibi taklit yoluyla öğrenirler. Bizim, ne dediğimizden çok nasıl davrandığımızı örnek alırlar.

Kendi hayatınızdaki güçlüklerle ilgilenmekte fazla gecikirseniz, çocuklarınız sorunlar yaşamaya başlayabilir. Bu yüzden, eğer çocuğunuz zorluklarla karşılaşıyorsa, durup kendinizin sağlıklı, mutlu ve hayattan tatmin olmuş bir birey olup olmadığınızı düşünün. Bu soruya yanıtınız olumsuzsa, o zaman belki de nasıl başka türlü olabileceğinize odaklanmanın zamanı gelmiş olabilir.

Daha mutlu, daha sağlıklı ve hayattan daha fazla tatmin olmayı hak ediyorsunuz.

Aile, Okul, Ergenlik

Çocukların sorun yaşayabilecekleri alanlar çok çeşitlidir.  Örneğin gelişimlerinde bir sonraki aşamaya geçmekte zorlanabilirler.

Örneğin tuvaletini doğru zamanda ve yerde yapmayı öğrenmek için çocuğun önce fiziksel olarak yeterince gelişmiş olması gerekir.  Daha sonra bunu istemesini destekleyecek uygun aile ortamını yaratmak önemlidir.

bebek gelişimi , tuvalet eğitimi , çocuk gelişimi dönemleri , aile

Tuvalet Eğitimi Sıkıntı Yaratabilecek Dönemlerden Sadece Biridir!

Okula başlamak ta aileleri çaresizliğe düşürebilen yoğun korkuların yaşanabildiği dönemlerdendir. Bu korkular okul hayatı boyunca da ortaya çıkabilir.  Böyle durumlarda, aileler anlamakta zorlansalar da çocuğun yaşadığı korku gerçektir.  Çocuklara kızarak zorla okula götürmek ciddi travmalara neden olabilir.  Ebeveyn olarak sakin, kararlı ve anlayışlı olmak gerekir. Doğru tutumu belirleyebilmek ve sürdürebilmek için konu hakkındaki uzmanlığından emin olduğunuz bir aile danışmanından yardım almanızı öneririm. 

Tabii ki ergenlik de sorunların çıkmasına uygun bir zemin yaratabilir.

Genç bireyin çocuklukla yetişkinlik arasında takılıp kaldığı ve genç bir yetişkin olma aşamasına geçemediği durumlar olabilir.

Çocuğunuz bu geçişlerin herhangi birinde sıkıntı yaşıyorsa yolunda olmayan bir şeyler olabilir.  Neden, çocuğunuzun fiziksel ve duygusal olarak hazır olmaması ise zaman içinde olgunlaşabilir; probleminiz yoktur.  Ancak bu süre çok uzarsa sizin kaygı duymaya başlamanız normaldir.  Ancak çocuğunuzu zorlayarak yaşanan sorunların bir güç mücadelesine dönüşmesine neden olabildiğiniz gibi çocuğunuzun güvenini de kaybedebilirsiniz. Bu aşamada yardım almanın size ve ailenize olumlu katkıları olacaktır.

Aileler çocuklarının yaşamları boyunca üzerlerinde taşıyacağı, ‘korkak’, ‘tembel’, ‘anne kuzusu’ gibi etiket ve yargılardan kaçınmalılar.  Göreviniz çocuğunuza yumuşak bir şekilde doğru yönde rehberlik etmektir.

Bazı ailelerde ise sorunlar mizahla aşılmaya çalışılır.  Esprilerin gerçekten iyileştirici güçleri olabilir ama çok dikkatli kullanılmaları gerekir.  Hassas konularda çocuklarınıza takılırken dikkatli olun. Bunun onlara bir yararı olmadığı gibi kendilerine olan saygı ve güvenlerini de sarsabilir.

Psikolojik Danışmanlık

Çocukluk astımı ve şeker gibi birçok hastalığın güçlü psikosomatik bileşenleri vardır, yani psikolojik etmenlerden etkilenebilirler. Örneğin, aşırı koruyucu bir anne davranışı; ebeveynlerin çocuğun yanında velayetini kimin alacağı konusunda tartışması ya da eziyet eden bir kardeş astımlı bir çocuğun tıkanmasına neden olabilir.

Çocuğun rahatsızlığına dair küçük işaretler fark edilmez ya da önemsenmezse daha ciddi sorunlar çıkabilir.

Dikkat eksikliği bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluklar, kaygı nöbetleri, depresyon, yeme bozuklukları ve bağımlılıklar, mekanikleşmiş ve baskı altındaki toplumumuzda görülen çocukluk şikayetleri arasında yer almaktadır.

Bu tanılar anne-babalar için ağır birer yük oluşturabilir, hatta aileleri ihtiyaç duydukları yardımı almaktan alıkoyabilir. Biz aile terapistleri bu terimlerin anlamlarını bilir, ancak insanları bu şekilde etiketlemekten kaçınırız. Kişinin ailesinde, okulunda ya da iş yerindeki diğer insanlarla ilişkilerinde nasıl davrandığını tasvir etmeyi tercih ederiz.

Yukarıda saydığım hastalıkların dışında, hırsızlık, yalan söyleme, söz dinlememe, karşı gelme, öfke nöbetleri, aşırı yemek yeme ya da diğer çocuklara vurma gibi başka davranış sorunları da vardır. Bu zorluklarla başa çıkmakta kullanabileceğiniz kulaktan dolma yöntemler bazen işe yarasa da size verilen tavsiyeleri aklınızın süzgecinden geçirerek değerlendirmenizi öneririm. Siz ve aileniz özelsiniz, size uygun çözümleri oluşturabilmek için bir uzmanla çalışmanız daha verimli sonuçlar verecektir.

Bir çocuğun büyüdüğünde mutlu, sağlıklı ve hayattan tatmin olmuş bir birey olmasına yardımcı olabilecek en önemli etmen, anne ve babası olarak sizinle olan ilişkisidir. Çocuğunuzun, her ne olursa olsun, katı davranıp, kızsanız bile, ona olan sevginizin asla değişmeyeceğini bilmeye ihtiyacı vardır. Buna koşulsuz sevgi diyoruz.

Kısa bir süre önce çok iyi bir arkadaşımdan harika bir söz duydum:

“Bir şeyi ya da birini ancak sevdiğiniz
kadar anlayabilirsiniz.”

Hayatımızın en önemli işi, çocuklarımızın mutlu, sağlıklı ve kendini gerçekleştirebilen bireyler olmasına rehberlik edebilmektir. Bu görev sizin açık, öğrenmeye hazır, esnek, kendinize eleştirel bir gözle bakabilen ve gelişebilen bir insan olmanızı gerektirir.

Size, çocuklarınızın güzelliğinin ve saflığının farkına varmanızı ve birlikte geçirdiğiniz her dakikanın tadını çıkarmanızı tavsiye ederim. Bunu yapamıyorsanız, çok geç olmadan harekete geçin (aslında hiçbir zaman çok geç değildir, ama ne kadar erken olursa o kadar iyi olur), özellikle bu amaca odaklanarak bir ruh sağlığı uzmanından yardım alın. Hiçbir şeyin, çocuğunuzla sevgi dolu bir ilişki kurmanızı engelleyecek kadar önemli olmadığını hep hatırlayın.

Aşağıdaki yorum bölümüne düşüncelerinizi, deneyimlerinizi, soru ve geri bildirimlerinizi yazın. Hepsini mutlaka okuyorum ve geri dönüyorum.

İrem Bray

İrem Bray, Boğaziçi Psikoloji ve Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü mezunu uzman bir psikolog ve deneyimli bir Aile Terapistidir. Hayatı, dünyaya vereceği armağanlarını keşfetme ve paylaşma yolculuğu olarak görür. Bireyden yola çıkarak toplumu halka halka dönüştüren projeler geliştirir. Ekibi ile birlikte son teknolojileri kullanarak aile terapistleri yetiştirir, dünyanın her yerinde yaşayan kişilerle, özellikle Türk ve Türklerle ilişkide olanlarla görüşerek birey, çift, aile, şirket gibi sistemleri iyileştirmek, geliştirmek üzere çalışmalar yapar. İrem Bray ve ekibine [email protected] adresinden veya 0090 538 912 33 36 ve 0044 738 7763244 telefon numaralarından hemen ulaşabilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

9 Cevaplar

  1. ayten erbil dedi ki:

    merhaba benim 4 yaşında kızım var.tek çocuk.kreşe gidiyor.ve ögretmenlerininde söylediği biz yokken çocuğun kendine güveninin olmadığı ve sürekli bir panik içinde olduğu ve çevresindeki insanlara ne yapmaları gerektiğini söylemesi ve istediğini yapmaları konusunda ısrarcı olduğu.bu durumda ne yapabiliriz.çocuğun öz güveni nasıl oluştururuz.bu konular hakkında yardımcı olabilirmisiniz.tşk.ederim.

  2. İrem Bray dedi ki:

    Bu önemli sorunuz için teşekkür ederim. Çocuğunuzun öz güvenini geliştirme konusunda bilinçle hareket etmek istemenizi de ayrıca tebrik etmek isterim. Size bilinçli anne babalar için hazırladığımız eğitimlerden bir bölümü paylaşarak cevap vermek isterim:

    – Kural ve beklentileri netleştiriyorum: ‘Eve geldiğinde eşyalarını odana götürmeni istiyorum’
    – Kuralların nedenlerini açıklıyorum: ‘Ortada bırakınca dağınık oluyor, ayağımız takılıp düşebiliyoruz’, ‘Sen yapınca çok hoşuma gidiyor, benim üzerimden yük almış oluyorsun.’
    – Hangi davranış ne zaman bekleniyor açıkça öğretiyorum: ‘Okuldan eve geldiğinde hemen götürürsen ayak altında kalmazlar uzun süre.’
    – Kuralların uygulamasında çocuğuma aktif rol ve sorumluluk veriyorum: ‘Eve gelince eşyalarını odana götürmeyi nasıl hatırlamayı düşünüyorsun?’
    – Sonuç mükemmel olmasa bile çabasını takdir ediyorum: ‘Eşyalarını hemen odana götürmüşsün çok sevindim, ortalık gerçekten toplu kaldı sayende.’

    Eğitimler hakkında bu adresten bilgi alabilir, satın alabilirsiniz.
    http://irembray.com/danismanlik/category/egitimler/egitimlerin-listesi/

  3. Emel Sur dedi ki:

    Merhaba İrem Hanım,
    Öncelikte bu güzel siteniz ve paylaşmış olduğunuz bilgiler için teşekkür ederim. Aslında tek sorumlusunun ben olduğumu biliyorum. Çok mükemmelliyetçi bir yapıya sahibim. İki oğlum var. Çok kavga ediyorlar. Sizin yazılarınızı okuduktan sonra deneyeceğim; bir adım geriye gidip derin nefes alıp sakinleşmeye çalışacağım. Benim istediğim daha sabırlı olmak, sakin olmak, herşeye kızmamak. Onları anlamak istiyoruz ama kendimi kontrol edemiyorum. Bunun farkındayım hem kendime hemde çocuklarıma zarar veriyorum. Nasıl daha sakin ve tepkisiz kalırım bilmiyorum. Sizinle paylaşmak istedim, benim gibi aynı durumda olan var mı bilmiyorum ama insan gerçekten çok çaresiz hissediyor.
    Teşekkür ediyorum ve sizin sayfanızı severek takip edeceğim.
    Emel

  4. İrem Bray dedi ki:

    Emel Hanım, kendinize çok fazla yükleniyorsunuz. Bizler atalarımızın mirasıyla bugünlere geldik, dolayısıyla durumunuzun tek sorumlusu tabii ki siz değilsiniz. Ancak bugün elinizden gelen herşeyi yapma sorumluluğu sizin üzerinizde. Sizin ve eşinizin bilinçlenerek kendinizi değiştrimeniz sayesinde çocuklarınız, gelecek kuşaklarla atalarınızın sizi büyütürken yaptıkları hatalı tutumları devam ettirmeyecekler. Siz de bu tür yazılar okuyarak değişim çabası içindesiniz. Terapi süreci bu çabanızı bir adım daha ileri götürmek ve hızlandırmak olur. Daha önce sizin durumunzda olan annelerle çalıştım, tavsiyeler bölümüne bakarsanız belki destek almaya karar verebilirsiniz. Kolay gelsin.

  5. DİLEK dedi ki:

    MERHABA BENİM BİR DEĞİL BİR HAYAT DOLUSU SORUM VAR AMA HEPSİNİ BURADA NASIL SORAYıM KEŞKE SİZE ULAŞABİLSEYDİM SEVGİLER

  6. İrem Bray dedi ki:

    Belki Yeni Dünyaya Uyanış toplantılarımızdan birine gelirsiniz?
    https://www.facebook.com/events/1663498063773230/?active_tab=about

  7. Çiğdem dedi ki:

    Sevgli İrem hanım benim 11 yaşında oğlum yazıda anlattığımız gibi karşı gelme kardeşini kıskanma öfke şiddet , küfürlü konuşma ne yaptıysam olmadı.psikologlarlada iletişim halindedir ilerledik malesef hiç çözüm bulamadık .Ve de bir anne olarak hem üzgünüm hemde çok ruh durumum etkilendi ne yapabilirim başk bilemiyorum.saygılar

  8. İrem Bray dedi ki:

    Sevgili Çiğdem Hanım,

    Duygular yaşamımızda bizim yol göstericilerimizdir. Bazı duygular negatif gibi gelir.
    Hiç yaşamamak daha iyidir gibi düşünülür. Halbuki her duygu yerinde ve
    ve yeterince kullanıldığında faydalıdır.

    Önemli olan onları hissedip bu duyguları düzenlemeyi öğrenebilmektir.
    Çocuklar genelde yaşamlarında bu duygu düzenlemesini ebeveynlerinden öğrenirler.
    Dolayısıyla ebeveynler olarak sizlerin öfke, kıskançlık gibi duygularınızla
    günlük yaşamınızda ne yaptığınıza bakmak çok önemlidir.

    Çocuğunuzun bir psikolog desteği alıyor olması, bu konuda harekette olmanız,
    çabalamanız takdire şayan bir durum.

    Çocuğunuzun ruhsal dünyasını; biraz sakinlik, biraz kabulleniş, biraz sevgi ve
    biraz kapsamak birçok durumu çözebilir.

    Siz bu duygularınızı sakinlikle karşılayabiliyor, yerinde ve yeterince kullanabiliyor musunuz?
    Bu konuda netleşebilmek ve ebeveynlik becerilerinizi daha da geliştirebilmek için ekibimizden
    veya güven duyduğunuz bir başka uzmandan yardım almanızı öneririm.

    Sevgi ve Saygıyla
    Terapist Aynur Gençtürk

  9. İrem Bray dedi ki:

    Çiğdem Hanım,

    Oğlunuzun bu davranışıyla sizlere ne anlatmak istiyor olabileceğine odaklanmanız önemli.
    Acaba ailede şiddet var da bunu bilinçdışı olarak görünür mü kılmaya çalışıyor?
    Veya öğrenme zorluğu var, ondan beklenenlerin altında eziliyor da bununla ilgili yardım çağrısında mı bulunuyor?
    Daha detaylı konuşmak isterseniz ekibimizden bir uzmanla ücretsiz tanışma görüşmesi yapabilirsiniz.
    Randevu için [email protected] adresine yazabilirisniz.
    Sevgilerimle
    İrem

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir